23 Aralık 2008 Salı

karma karmasık.


bugun iğrenc bi gündü. hala da öyle devam ediyo....atlatıcam ama. biticek bu günler.

O'nu cok özlüyorum... ama gecicek. aşkını söküp atıcam icimden.

bana dokunmanı özlemicem bi gün... kokunu özlemicem. dudaklarını. seni özlemicem. o gün gelicek ve ben rahat rahat nefes almaya baslicam.

çağanım. hala kalbimde hala aklımda hala icimdesin.ruhumdasın.

seni cıkarıcam tek tek. bana yaşattığın güzel dakikalarla birlikte. beni ilk öptüğün günle birlikte. dinledigimz sarkılarla. boynunda duydugum o vazgeçemediğim kokunla birlikte. hic bi izini bırakmadan cıkıp gidiceksin hayatımdan. kac saniye kac dakika kac gün kac ay kac yıl sürer bilmiyorum. cıkıcaksın ama. daha demin o güzel yüzünle karşılaşınca kendimi cok kötü hissettim. evet kitapcımın adı çağan. kendiside fotograftaki kişilik. yanıma uzanıp huzurlu caganı sevmeyi cok özlesemde gidiceksin. biticeksin bi gün. sevgin hala icimde en derinde...

22 Aralık 2008 Pazartesi

hayalperest.

hayat yormaya basladı sanırım. gücüm kalmadı. bitik hissediyorum kendimi. icimdeki ufacık umut parcasida uçtu gitti yaşadığım rüzgarla birlikte. hissettimde ben hic mutlu olmamısım aslında. hep icimde acaba*lı sorular oldukca nereye mutluluk. gercekten hissettim bazı seyleri bazen. güzeldi cok güzeldi. ama hep sorular olmus cevaplanamamıs. sanırım hic bi zaman alınamicak cevaplarla dolu insan yaşamı. böyle değişik şekillere bürünüp yasamak hayatı güzel mi.
icten gelmesi lazım. mutlu olmak lazım. şunu anladım ki aşk falan gerekli değil insan yaşamında bu kadar. özellikle senden bi cok sey götürüyosa.
evet getirdi bana mutluluk. ama daha fazla üzüntüde getirdi. karmasa getirdi. sanki düğüm olmustu kalbim. şimdi kurtulurken bunlardan geriye yaralı bi kalp. yıkık bi ruh kaldı. yaşama sevincine dair bişey kalmamıs icimde. Hayal kurdum durmadan. noldu?
bi kac cümleyle yıkıldı geçti. oysa benim hayallerim ne kadar güçlü,ne kadar saf,ne kadar masumdu. dünya yıkılsa bize bişey olmaz gibi geliyodu. demişti bana. ne kadar yalanmıs. ne kadar safmışım. ne kadar küçüğüm daha. tanıyorum işte zamanla insan türlerini. böyle büyümek cok kötü. güven sorunum olustu insanlara. her söyledikleri cümleleri başka yerlere cekip mutsuz ediyorum şu ölümsüz ruhumu. bedenimi bosver. bedende acılan yaralar ucup gidicek ama ruhumla sonsuza dek birlike olucaz. ben zaten ruhum. beden sadece bi arac korkutmamak icin. ama artık zarar vermicem sonsuz ruhuma. hissettiklerimi. hic bi insan iz bırakmasın daha fazla üstümde. aşık olmaktan cok korkuyorum artık. sevmek,baglanmak uzak olsun benden. nolur artık mutlu olalım. lütfen.
bunu istiyorum sadece.icten gelerek gülebilmek. gün icinde gereksiz insanları hatırlayıp. ruhumu kanatmak istemiyorum. sadece içten gelerek. hic bisey düşünmeden. sadece mutlu olmak istiyorum. yaşamaktan,nefes almaktan zevk almak istiyorum. mutlu olmalıyım artık. sadece mutluluk. bunu istiyorum. üşümek istemiyorum. hayalperest olmak istemiyorum......

18 Aralık 2008 Perşembe

4 ağustos 2008

biter hersey,yorulursun.hayat dokunmaya baslar sana.karşına cıkardığı herseyle rahatsız eder seni.kızarsın,kime kızdığnı bilmeden.kendine mi,insanlara mı?kime kızarsın bilmezsin.sinir vardır içinde,sıkıntı vardır..oturmuştur içine kalkmak bilmez...kacmak gitmek istersin,tüm sorumlulukları bırakıp kacmak.tanidign insanları.sevip sevmediğin farketmez.hayat yine oyunlar oynar sana çeşit çeşit..sınar seni.hayatta kalabiliyo musun diye bakar.inatlaşırsın.gitmek istersin bilmediğin yerlere...hayat devam ederken etrafında,tepki veremezsin hicbiseye..bitmistir ışık etrafındaki.güneşin heryeri aydınlattıgı sırada kalmışsındır kuytu bi köşede karanlıkta..yaşadıkların canlanır kafanda.tekrar tekrar yaşarsın onları.boğulursun kendi zihninde..kalbinde..en derinde kalan yerlere dogru gitmeye başladığındaeskimiş yüzlerle karşılaşırsın.acıtır yeniden.acıtır kalbini..yutkunamazsın. bi türlü kurtulamazsın.koşabildiğin kadar hızlı koşup bi anda geride bırakmak istersin.bedeninle birlikte kalbini,acıları..belki karşıdan karşıya geçerken sana doğru gelen hızlı ışıkların,sana vurup dindirmesini istersin acılarını...ama ruhuna işlemiştir artık acı.kurtulamazsın.o kadar dokunmuştur ki ruhuna artık sen olmustur yasananlar.bırakamazsın.aptal kutuya bakarken dalar gidersin uzaklara belki.belki de sana cok yakin bi sarkıyı duydugunda,mutlu olursun.ama açarsın gözlerini.gerçeklerine gelirsin, dunyana.. büyüdükçe sertleşen dünyana..ama gitsen nereye kadar? kalsan neye yarar

15 Aralık 2008 Pazartesi

acaba ben bir aptal aşık mıyım?

kesik kesik yaşananlar. hayatımdaki mutlu anlardan alıntılar yapıp. hepsini bi kerede en baştan yaşayıp,birden bire mutluluk komasına girip serotonin patlamasıyla birlikte ölmek istiyorum.
kadıköy sokağın. sanırım ordan cıkamicam bi süre. arandı. balkona cıkıldı. yüzü gözüktü. uçurumların arasından. sonra 4 duvarında kayboldu. o sırada yıldızların arasından sana kalbimden gülümsüyodum ben oysa. soguga karşı dimdik durdum karşında. artık zaman. beklemek zamanı. bekle. sabır. we need.

13 Aralık 2008 Cumartesi

deliymis divaneymis.

öncelikle ruh halime uygun bi sarkı arayıp durdum dakikalarca.
sanırım daha önce hissetmediğim bi duyguydu bulamadım. hala arıyorum. 30saniye geçmeden değişiyo sarkılar. sinmiyo icime. oturmuyo yasadıgıma. yasattıklarına.
suan redd'in dünya adlı sarkısında karar kıldım. ama simdi farkettim ki değişmeli.
portishead roads calıyo suan. ve ben aptal bi hal icindeyim. garip böyle. kelimelere bile dökmekte o kadar zorlanıyorum ki. kelimelere bile dökülemeyen bu saçma his sardı tüm vücudumu. karmasık. can sıkıcı. ne istedigini bilmez bi hal. hayat bize oyunlar oynuyo,bizde kendi halimizde olanları izlemekten baska bişey yapmıyoruz. seyirci kalıyoruz. isyan edemezsin asla. kurallar var. uyulması gereken,, perfect dream vermisler bize.öyle ilerlemek zorundayız.
baş kaldıramazsın ki. kaybolursun karanlıkta farklı seyler denersen. denemeye calısırsan...keske keske keske.baska laf bilmiyoruz ki. pismanlıklar. en acısından. icimzde en derinde.oyundan atarlar bizi. standart olmazsak. farklı olursak.
kurallar var. seversen üzülürsün. neden cok sevince üzülür insan. hersey guzel giderken bile üzülür ki kötüye gidince tarif edilemez şu zamanki gibi..içimden geldiği kadar bağırmak isterdim kalabalıkta.ama kimse duymasın beni.
Ayıp... yazık.... deli derler belki. ama insanlar deli farkında değiller.
bize herkes yalan söylüyo. en basta dunya yalan söylüyo. neden susuyosunuz. konussanıza. icinizde saklı kalan duygularınızı vursanıza açığa. cok aglamak istediginzde ağlasanıza insanların ortasında. takmasanıza biraz.
rezil olma kaygısı taşımayın.
hep yanımda olur diye düşündüğünüz yabancıları umursamanıza bi süre.
en ufak biseyde siktirip gitmiyolar mı??
en cok ihtiyacınız oldugunda sizi takmazlar ki.
yalnızsınız kabul etsenize artık.
ben ölmem diye düşünen ZİHNİYETLER.
kendini cok temiz. saf. iyi kalpli.. sanan siz insanlar.
bi gözlüklerinizi atsanıza. bi bakın,kaldırın başınızı icinde oldugunuz camurdan.
güneşe cevirin kafalarınızı.
bi gün kendiniz icin bisey yapın. sadece mutlu olmak icin. kaygı taşımaksızın.
Olmaz ki ama. kurallar var.
bi erkeği elde tutmak icin bile 78979797 tane kural var.
ne icin kim icin bunlar.
??
mutlu olmak icin mi.
aşk,sevgi,dostluk bi kaygı gerektirmez. bize mutsuzluk getiriyolarsa en ufak bi an.
bırakıp gitmek lazım...
sevmek bu kadar zor mu birini.
sevmekk... icten gelen bişey diye bilirdim değilmiş.
vay be gün geçtikçe neler öğreniyorum.
kucugum daha cok zaten. öğrenirim zamanla.
herkes birer oyuncak bu hayatta.
kapitalizmin etkisinde sürüklenip giden oyuncaklarız.
kabul etsenize hepimiz.
eminim eskiden hersey daha saftı.
saniyeler geçtikçe. yelkovan akrebi kovaladıkca kirelniyo dunya.
bu yazıya basladıgımdan beri ne kadar kirlendi baksana.
öyle.
baş kaldıramam ki. dışlarlar beni. yalnız yaşanır mı hic.
ihtiyacımız var herkese.
triplere. üzüntüye. mal gereksiz insanlara. bunları hissetmeye
ölünce ne olucak cok merak ediyorum bakalım. cennet denen o yerde mutluluga erişicek miyiz?
bu duygular olmicak mı?
umrumda değil biliyo musun?
hic kimse.
gülemez,ağlayamaz olduk.
duygularımı bağışlamalıyım artık. zamanı geldi coktan...........

bize yalan söylüyolar....gözlerimizin icine bakarak.
kimsenin dokunmadıgı yerlerimze dokunarak bize yalan söylüolar.
vazgeçiolar bizden..
umursamayın. umursamayalım.

12 Aralık 2008 Cuma

en guzel hikayem bitti.

dün 3-6 arası. umudumun bittiği yerdi.boguldum sularında. kaybettim evin karanlıgında kendimi. duvalara baktım. yüzüne baktım. inceledim. ruhuna baktım. aradım taradım. en son kalbine baktım. kalbindede yoktum,bitmistim. hayata olan inancınla bitmistim sende. özlemistim dudaklarını. dokundum dakikalarca sana. ruhuna. sende kendimi hissetmeye calıstım. bulamadım.
hayal kırıklıgı oldu bazen. kendimi cok derin bi kuyuda gibi hissettim. cıkıs yoktu. en ufak ışık gözükmüyodu. o kadar derindi ki. inanmıstım ordan hic cıkamayacağımıza. keske bulutlar cıksaydı gökyüzüne. kararsaydı icim bi süreliğine. belki tekrar gelirdi gunes. ama bu farklıydı. kapkaranlıktı. hicbiseyi secemiyodum. icimde öyle bi karamsarlık vardı ki... cıkıs icin her yolu kapatmıstın. atmıstın çöpe tüm çıkış yollarını. kapattın kapağını kuyunun. en derinde bıraktın beni....
yaraladın beni.
bazen cok guzeldi. bazen de iskenceydi.
şimdi seninle ilgili tüm hayallerimi bıraktım o karanlıkta derinde. sensiz cıkmaya calısıcam. sen olmadan ulasıcam aydınlıga. o zaman kurtulucam her detaydan. cıkısta beni sen beklemiyosun kapatıp kactın.
kendi ellerimle. senin isteginle cıkarıyorum kendimi senin hayatından.
yalnızlıgında kal.
karanlıgında kal. sana kattıgım tüm renkleri alıyorum o kuyuya. onlarla birlikte cıkıcam.
yoksun artık. bitti.
zor olucak ama bitti.

- bazen ne yaparsak yapalım. olmuyo bazen...................................

10 Aralık 2008 Çarşamba

ıssız kitapcım.10 aralık

sıkıntılı bi güne daha uyanmıstım dün... kalktım. 2 gibi hazırlanıp 15,30 matinesinde ıssız adama tek başıma gidip aglıcaktım. kitapcımla gidicez diye konusmustuk ama hırs değil mi. biletimi aldım. inanılmaz bi baş ağrım vardı. başım vucudumdan 10 kat daha ağırdı sanki. movieplex'in bahcesinde bi sigara yaktım kitapcımla daha önce oturdugumuz sandalyelere karşı. onun oldugunu hayal ettim yanımda. ne guzel olurdu diye dusundum.. ama kendim gibi biletimde tek kişilikti.biletim bile yalnız kalmıstı artık. icime dogmustu ıssız adamda bana mesaj atıcaktın. sinemaya girmeyi beklerken diğer matinenin bitişinden anlamazdın sesleri geliyodu. filme girmeden gözlerim dolmustu. yere çökmüştüm girmeyi beklerken. kucucuk kat o kadar kalabalıktı ki her ses bana batıyodu.... iki tane kadın dedikodu yapıyodu. dibimde adidas obez mankeni cocuk ceplerine cikolataları doldurmustu. obez cocuk filme girmeden daha birini yedi birini bitirdi. girdim koltuguma oturdum. bas agrım feci sekilde devam ediyodu. film baslayınca biraz unuttum agrıyı... gözlerim kuru kalmadı cogu zaman.... herseyde o vardı. herseyi onunla bütünleştiriyodum. üzülüyodum..



-Karda donmuşsun, uyumak tatlı geliyo ama sen aslında öldüğünün farkında değilsn...



korkular,endişeler..onlar bana hep seni hatırlattı. 2. yarıda elimi telefona attıgımda mesajini gördüm.

-napiosun?

-sinemadayım sen?

-evdeyim hicbisey yaptıgım yok

-ıssız adama git tek basına rahatlarsın....



film sonunda kendimi hıckırırken buldum ve ışıklar yanmadan kendimi dışarı attım.eve dogru yürüyodum. en karanlık en boş sokakları seçtim. hava biraz kendime getirmişti beni...

eve girdim. karanlıgıma uzandım yeniden... saat 8 gibi mesaj geldi senden kitapcı.

-biliyorum biraz uzak kaldık ama benim icin cok ozel ve önemli oldugundan şüphe etme lutfen. sadece söylemek istedim...

-kitapcı ben biseylere basladıgımızı düşünmüştüm,üzgün oldugunu biliyorum. buna güvenip yanında olmak istemiştim sadece.. ama sen kapatmayı tercih ettin kendini. yalnız kalmak istediysen bile bunu bana söylemeni dilerdim seni anlayabilicek biri oldugumu biliyosun...

uf devamını yazamicam. bu kadar 10 aralıkta yazmıstım böö. sıkıldım sizden

9 Aralık 2008 Salı

kendime gelmeliyim.

uzun süredir yazmadım,adresimi değiştirdim ne bokluk varsa yaptım.. geceleri erkenden yatagıma girdim. 10 gündür kitapcının bunalımının icinde bende bunalım olmaya basladım. artık gercek clementine olma zamanı geldi....
serhan seseni kaybettik. kitapcı üzüldü cok. hayatın renklerinden sıyrıldı ve karanlık evinde,karanlık hayatında neler yapıyo bi fikrim yok.hersey cok guzel giderken bi anda düşüşe geçmek isterdim... düşüşe geçmedik biz ( ben-o) direk yere cakıldık. ne arar ne sorar artık beni.
bana guzel seyler söyleyen o değil sanki. 26 yaşında olan o değil sanki. bu geçirdiği sıkıntılı süreçte herşeyimle yanında olmaya calıstım. ama o kapattı kendini yalnızlığına.
tabikide bunu anlayabilirim. bana söylese
- kötü günler geçiriyorum,biraz bana süre versen.. diyebilirdi...
anlardım. tabikide anlardım ve üzülmezdim bu kadar kendimi parçalamazdım.
benim suçum ne??
güzel bişeylere artık tamamen basladıgımızı sanarken birden bana böyle yaşatması zor geliyo. içimdeki bütün halindeki mutluluk o kadar karmaşanın icine soktu ki beni.
gün geçtikçe saçmalıyo hissettiklerim... hissettiklerimi kestiremiyorum artık.
yagmurun altında evime dogru yürürken icimdeki sıkıntıya uygun sarki bulamıyorum mp3playerımdan. daha önce hissetmedigim garip bisey.
BİZ TAKILIYO MUYDUK?
-ARTIK SENİ BAŞROLE KOYMAK İCİN Bİ HİKAYEYE GEREK DUYMUYORUM BEN. İYİ Kİ VARSIN BENİ MUTLU EDİYOSUN.
diyen sen değil miydin?
gidip onunla konusmayı düşündüm bunları. ama sacma geldi sabah olunca hava aydınlanınca.
sessizlik tüm kelimelerden daha iyi bi seçim olucak. belki bu sessizlik. icindeki mutsuzluk sacmalık sona erince sana biseyler hatırlatır.
artık eskisi gibi olmicak cogu sey.
kırıldım,yara aldım.
icimdeki ateş sönüyo. hemde suyla. yada bi etkenle deil. o kadar yalnız kaldı ki bu ateş.
daha öncesinden o kadar yaralı ki bu kalbim bişeye ihtiyac duymadan. alıskın oldugu icin sönüyo günden güne. o beni gittikce yalnız bırakıyo. önce sözcükleri gitti. sadece ruhu kaldı icimde. ruhu zorla dışarı cıkmaya calısıyo. ugrastım kalması icin. eski mesajlarını okuyup kendimi mutlu etmeye calıstım. onun ruhunun icimde kalması icin. kalbimin en deririnde o huzurlu suratının kalması icin o kadar cok ugrastım ki. bunu o cıkarıyo icimden. yavas yavas kalbimden cıkmaya calısıyo. ve onu iceride tutmak icin ugrasma gücüm son zamanlarını yaşıyo. ben o kadar yorgunum ki. yapamıyorum.. neler olucak bilmiyorum. yalnızlığımda da yalnızım artık.
beklemekten baska care yok.....


sessizlik daha gürültülü kelimelerden

24 Kasım 2008 Pazartesi

24 kasım 2008. eğlenceli gün

bugun önemli. cok onemli. ask sevgi. hersey var bugunde.
ısındım saatlerce. güneş tepede ısıtıyodu icimi. yazmak gelmiyo icimden bisey bu ara. yasamayı tercih ediyorum sacmalıyorum bazen ama seviorum cok. bunu kitapcıma söyledim.
ve taktik falan kalmadı malesef.
tüm ipleri eline vermis oldum. yapabileceğim bisey yoktu.
e tabi öyle yanagıma yanagnı dayayp ellerimi tutup. bebek söyle söyle derse söylerim bende dayanamayıp.
neler oluyo acaba icimde bu aksam.
kalbim iyi. karmasik duygular sardı etrafımı. oturmadı daha hicbisey. bugun özel cok özel.
aslında blogspotumu okuyucya kapatmayı düşünüyorum. rahat olamamaya basladım ne yapmalıyım çözemedm. sanırım farklı bi kimlkle farklı bi blog acicam.

kitapcım seni seviyorum bugün önemliydi bizim icin.
seni,her kişiliğni ayrı ayrı seviyorum..


paranoyak kitapcmı. huzurlu kitapcmı.. seksi kitapcımı. seni
seni seni cok seviyorum.
kokun üstümde. o vazgeçilmez koku. dünde oturduk happy moonsta. blair vardı.
striptiz kitapcım.
sana göstericem striptizi ben.
=)

seni seviyorum be of.
ay
.
ne eğlenceli bi gündü bugün ya
cok eğlendik oh.
titreme sarınca etrafımızı tutamadım kendimi mutluluktan ağlayıp sonrada kahkaha atmaya basladım. guzel ve komikti.cok duygu doluydum. sanırım rüyaydı. evet suan aklıma bile gelmiyo. rüya gibi karanlık saatlerdi. mutluluk dolu. rüya gibi. masal gibi.
kahramanımsın.
i hate blair waldorf because of you bebegim.
öf ay of .
canım yanıyo ama caktırmıyorum.
seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum seni seviyorum.
paranoyak kitapcı gitsin cehennemn dibine evet gelmesin. yüzünü seviyim tüm seneler boyunca.
sen ol ben oliym.
ikimz olalım.
sıcaklığın olsun.
nefesin olsun sonra.
breathing with you.
oh oh.
sacmaladım iyice. bugun unutulmamalı
,

......... özelsin.
cok özelsn.

20 Kasım 2008 Perşembe

deli divane.

herseyimsin artık. bugun cozuldu hersey.boza özledi beni. ben onu özledim 5 dakika icinde. herseyimsin.. saçımın her teli.her gözeneğim aşık sana.
benimsin. bende senininm. o kadar dolu ki icim seninle anlatamıyorum. icim ısındı artık. güneş cıktı bulutların ardından. yalnızca ikimizi ısıtıyo. sen varsın ben varım. ikimiz herseyden cok varız. basladı bu guzel hikayemiz kitapcım.hic bitmesin. yeşil duvarlarımız. koltuklarımız. ickilerimiz. sen varsın bundan sonra. erol evgin var sonra.
kalbimiz var dört duvarın icinde kalmıs. elim tutmuyo artık. anlatamayız dedik ya. anlatılmaz gercekten.şans değil bu.
değil gercekten. mutlulukta değil. daha önce mutlu olmustum ben. biliyorum nasıl bisey oldugunu. ama bu.
bu mutluluktan öte benim icin.
isimsiz. senin vucuduma etkin cok farklı. dokundum bugun sana. kokun. üstümdeki kokun var heryerde.
kalbime işledi. icimdeki kelebekler hareket halinde artık. ölümsüz oldular. tek günlük değil ömürleri senle dolu bundan sonra. rengarenk oldum senin sayende.ışığımsın.
yüzün.
o yüzün.
hicbiseye değişemeyeceğim yüzün..düş gibi bişey yaşıyorum. sayende.
garip cok garip.
inanılmaz. tarif edilemez bu...
icimsin sen.
heryanım sensin.
yazamam daha. bozulmasın bu büyü.
sarsın kokun her yanımı.....


aşığım sana!

18 Kasım 2008 Salı

...mutlu....

aşığım ben aşıkk!

13 Kasım 2008 Perşembe

breathing.

nefes almak yeniden....
bazı seylere inancımı yitirmişken seni buldum.
tam bitti dediğim sırada hersey.
umutsuz oldugum bi günde...
kalbim yeniden atmaya basladı.
nefes almaya basladım....
gün geçtikçe enerji doluyo icime. kalbime. ruhuma.
sen varsın. her uyandığım sabahta. uyudugum aksamlarda varsın.
icimdesin. bi telefon kadar yakınımdasın bana.
adını bilmek icin herseyi verirdim bi kac ay önce.
öğrendim işte. varsın simdi. herseyinle bütününle varsın hayatımda. kalbimde ruhumda en derinde.. çıkardım herkesi. sen yerleştin oraya.
dedim dün aksam sana.
suana kadar duygudum tüm hikayelerden farklı olucak sanırım... en guzeli. en sahanesi.
ben burdayım. hazırım beni kalbine almana.
zamanı var..
bu hikayenin guzel temelleri atılıyo. devamı senin elinde.
ben elimden geldiğince yanında olmaya calisiyorum.
kalem sende.
silgi de ....
ister yaz beni basrolune hikayenin.
istersen sil tamamen.
senden gelicek herseye hazır oldugumu söylemistim.....
dün aksam hikayenin kahramının sen oldugunu söyledim kitapcım.
sen..
sende benim kahramanımsın dedin bana.
umarım öyle olurum ve öyle kalırım..
cok guzel hayallerim var.
cok cok guzel.
kitapcım
....
senin olabilirim sonsuza kadar.....
maçın var bu aksam.
büyük derbi..

- mutluyum cok.
uzun süredir olmadıgım kadar.
hic olmadıgım kadar
iyi ki varsın...
iyi ki varsın.............

12 Kasım 2008 Çarşamba

antidepresan.

Şanslıyım. hemde cok sanslıyım su aptal hayat karşıma seni çıkardığı icin.
senin gibi biri.
sanırım geçirdiğim su boş yıllarda sana hazırlanmısım.
dün öğlen.
sen ve ben...
kedini gösterdin bana balkonundan.
indin aşağı sonra. yürümeye basladık modaya dogru. aldık kahveleri ve oturduk gri dünyamızın banklarından birine. kafamdaki sacma seyleri. dudaklarından dökülen kelimeler sildi... icimde birikmis siniri aldı. iyi ki varsın kitapcım.
sonra konu bize döndü.
herseyi konustuk. tüm soruları. cevapları.
icindeki karmasik savaştan bahsettik. duygularından.
biliyorum kitapcım. ne geçtiğini icinden. karmasanı.
bende istemiyorum buna bi yenisini katmak.
bak sen burdasın. yanımdasın. icimdesin. simdilik fazlasını istemeye gerek yok. bu bile yetiyo bana.
sende biliyosun neler hissettiğimi. anlatmaya gerek yok ki.
keyfine varmak gerek.
yeni bi oyun yaklasıyo bize dogru sanırım.
kalem sende,silgi sende.
yazıcak mısın beni oyununun başrolüne kitapcım. merak icinde bunu bekliyorum aslında. yoksa başroldeyken bi anda ölüp bu filmin değerini yitirdiğini mi görücek insanlar.
ben senden gelicek herseye hazırım.
yaşat beni. en guzel yerine koy kalbinin. nefes al benimle birlikte. uzaklas karanlıktan.acılalım mavililklere dogru seninle.
her rengi görelim. gökyüzümüz olsun mavi. cicekler olsun rengarenk. hissettiğimiz duygular güzelleştirsin cevremizi. seni beni herseyi...
denemek lazım önce. tadına varmak lazım.
istersen öldür beni.. buna bile razıyım. senin oyununda ölmek bile guzel olur kitapcım.
mutluluk olur icimde. sen olursun o zaman bile.
sikayetci değilim bu süreçten.
seni beklemek. kafandaki bulutların biraz olsun dagıldıgını görmek mutlu ediyo beni.
daha cok mutlu ediyo.
bana cok guzel seyler soyledin dun.every little thing she does is magic dedin. mutlu oldugnu soyledin.
şanslıyım cok şanslıyım. hayatımda sen oldugun icin. seninle olabilme umudum oldugum icin sanslıyım.
17-26.
sen bana öğret herseyi. hazırım dinlerim.
gencleselim birlikte.
bulutların arasından güneşin gösteriyo bana yüzünü.
ısınıyo icim. ruhum.
birden bulutlar geliyo tekrar,yagmurlar yagıyo üstüme.
yagmuru sevdim seninle.
ama inanmak lazım.
gün gelicek ve gokyuzunde tek bulut bile kalmicak. güneşinin altında olucaz. sen ve ben.
elin elimde.
o gün gelicek kitapcım.
ikimiz olucaz.
yalnız sen ve ben.....

9 Kasım 2008 Pazar

look at the stars.

Mutluluk.
özledim mutlu olmayı.
bulustuk dün seninle kitapcım.
guzeldi hersey bi sorunumuz yoktu.
white chocolate mocha larımız.
sen ben.
eteğim çizmelerim.
kısa saçların.
beyaz new balance ların.
hardal rengi pantolonun.
sen.
kokun.
yine birlikteydik...
derin bi nefes aldım. dolmustun tekrardan içime.
nikotinin arasında sen vardın.
kaplamıstın vucudumu. temizlenmiştim.
nefes almaya baslamıstım yeniden.
yürümekte zorlandıgım topuklulara ragmen. hatırlamıyorum hicbisey.
yine kimse yoktu.
sen vardın
ben vardım.
herzaman ki kalabalıklığımızla yürüyoduk....
özlemiştim seni. hemde cok özlemiştim.
benden arkadasına bahsetmissin kitapcım.
bunu duyunca sanırım mutluluktan ölebilirdim.
madonun karşısındaki starbucksa oturduk ikimiz.
tatlim dedin bana.
sen otur tatlim ben getiririm.
tatlin.
tatlim.
canım.
2saat oturduk. konustuk.
ördek kitapcım.
benim okuldan arkadaslarım geldiler. onları optum.
guzeldin cok guzeldin kitapcım.
hayatının kadını olabilir miyim acaba.
ister misin bunu.
dün mü kötü geçti.
taksiye bindirdin beni.
arkadaslarının yanına gittin.
dün aksam üstünden beri konusmadık.
önceleri cok mutluydum seninle konusurken kitapcım.
ama vazgeçememeye basladım senden.
sanırım tekrar aşık oluyorum fena bi sekilde.
korkuyorum tekrar yıpranmaktan.
istemiyorum kimseyi.
hayatım o kadar sacmalıyo ki.
kırıldı kolum bacagım.
sürünerek gidiyorum bilmedigim karanlık sokaklarda.
seni buldum. havalandım yerden sanki.
mutlulugum oldun.
tek guzel sey oldun.
karmasık sacma sapan gunlerin icindeyim.
seninleyken.
sen varken cok mutluyum kitapcım.
aslında yolunda gitmeyen pek bisey yok seninle ilgili.
sadece bazı sorunlarım var.
kafamda sorularım var.
alışıyorum sana.
bu korkutuyo beni. bu üzmeye basladı.
herseyi dert etmeye basladım sanırım zamanla bunları aşıcam.
ama korkuyorum kitapcım. senin olamamaktan korkuyorum.
beni istememenden korkuyorum.
sacmalıyorum. kaç kişi geçti bu kısa yasamımdan belki.
kac kisi icin ufacıkta olsa heyecanlandım.
ama bu farklı.
diğerleri gibi değil.
ona duydugumdan daha yogun geliyo sanırım.
daha korkutucu.
cok yakınsın bana. ama bi o kadar da uzaksın...yaklasıyosun.
kalbime degiyosun... cok yakınıma gelip. ruhuma dokunuyosun.
sonra o kadar uzaklasıyosun ki. ısıtıyo beni varlıgın. sen yokken üşüyorum.
seninle yasamak istedigim o kadar cok sey varki.
belki seneler boyunca.
istemem kimseyi hayatımda.
sokakta bile bakamaz oldum kimseye.
dikaktimi cekmiyo kimse.
senin ruhun icimde sanki.
iki kişilik yaşamaya basladım herseyi. bişey düşünürken hayatımda sen var gibi düşünüyorum.
hayallerim var.
hayallerim oldukca varım ben.
seninle var oldum yeniden.
kaybettiğim zamanda kendimi tekrar tanımaya basladım senin hissettirdiğin duygularla.
gözyaşlarım sadece gerekli oldugu zamanlarda akmaya basladı gözlerimden.
gereksiz yere akmıyolar artık.
ailem yok benim.
arkadaslarım yok.
herkes eglencesine bakıyo.
herkes gerekli oldugu icin konusuyo birbirleriyle.
aslında gerçekte kimse birbirini sevmiyo.
sadece hoslanıyolar zaman geçirmekten.
ailemizi seçmedik kendimiz.
arkadaslarımızda oldugu gibi girdiler hayatlarımıza.
ben yalnızım.
evet var anne baba abla . şu bu.
arkadaslar var evet.
ama zorunluluktan.
tek sen zorunlu değilsin hayatımda,ama işte zorunluluk değil.
ben seni gerçekten istiyorum hayatımda. herkesten farklı.
en yakın arkadasımdan bile farklı.
kimse mutlu olmayı haketmiyo aslında.
bende kimseyim.
mutlu olmayı haketmiyorum.
olamam ki. olmaz. her guzel seyin sonu var dediler en bastan.
sonu var herseyin.
bitmesin isterdim.
kucuk bi ev. sıcak soguk arası bi havası var o evin.
karanlık. mum ışığıyla aydınlatılmıs.
elliot smith-between the bars.
sen ve ben.
zorunluluk olmadan.
sadece istedigimz icin. sadece mutlu oldugumuz icin.
haketmedigimz mutluluga sahip olmak istiyorum seninle.
telefonumun ekranına bakıyorum dün geceden beri.
umarım zamanlaman hep dogru olurdu sende bunu isterdin ama zamanladın bile.
hayallerim var.
içi dolu hayallerim.
kitapcım.
söyleyebilceğim tek şey var şu. 9 kasım akşamında.
bok gibi hissettiğim.
evet tam anlamıyla bok gibi.
taş kesildi vucudum.
daha sıcak bi yerlere gitmek istiyorum suanda. üşüyorum. sıcak bi yerler.
icimi ısıtıcak bi yerlere ihtiyacım var tam su dakikada.
aşk neden zor?
söylebilir mi biri.
aşk guzel değil.
aşık olmak kesinlikle guzel değil.
sevebilirz evet.
mutlu olabiliriz.
ama aşık olmak kötü.
guzel hissettirmiyo o yokken.
sevgi her zaman guzel.
onlayken guzel. yanında yokken. oldugunu bilmek bile guzel. ama aşk çıldırtıyo yemin ederim.
yanındayken guzel.
guzel seyler duyarken guzel.
ama sessiz bi aksamda.
mesaj gelmeyen bi aksamda daha kötü bisey olamaz aşk.
kötü cok kötü.
özlüyorum ben onu.
cok özlüyorum.
onun olmak istiyorum.
canı sıkıldıgında beni arasın istiyorum.
beni sıcaklıgıyla opsun istiorum.
ben onun olmak istiyorum bunu herseyden cok istiyorum
bu gecede erken yatıcam dun gece oldugu gibi.
erkenden uyumak rüyalara dalmak istiyorum zaman geçsin ki.
ondan bi haber gelsin istiyorum.
sabah kalktıgımda mesaj görmek istiyorum.
onunla ilgli bi gelisme olsun istiyorum.
bu sabah telefonun ekranına baktıgımda bombos bi dunya gördüm.
onun olmadıgı.
korktum.
gözlerim doluyo.
kötü hissediyorum.
ciğerlerimde nikotini değil. senin kokunu dolastırmak istiyorum.
beni bu aptal sacma kıyafetlerin değil.
senin sıcaklıgının ısıtmasını istiyorum.........................................................................

8 Kasım 2008 Cumartesi

üşüyorum.

bu aksam cok kötü hissediyorum.
sanırım tekrar aşık oluyorum.
ve bu beni deli ediyo.
zor tekrar baslamak. aynı seyleri yaşamak tekrar cok zor.....
umarım hayal kırıklıklarıyla dolu dünyama dönmem.
karamsarım yaşadıklarımdan
yaşattıklarından dolayı...
hep olumsuz tarafındayım herseyin.
mutlu olamıyorum.
aşık oluyorum............................

4 Kasım 2008 Salı

after you...

girdim evime.
yokum gercek hayatta.... soyutlandım. renkli ışıklardan oluşan bi demet halinde süzüldüm kapıdan içeri.
soyundum ve yatagıma yattım. ne kadar güzel bi aksam gecirdigimi ve onun ne kadar özel oldugunu düşündüm.
yerde kalmıstı kıyafetlerim.
onun kokusu vardı burnumda. atmicaktım mesaj. ondan beklicektim.
önce msn adlı güzide sohbet programımzda arkadaslarıma geçirdiğim mukemmel aksamı anlattım.
ve girdim yatagıma.
müziğim kulagımda.
costello i want you......
uyudum. mesaj bekledim telefonumda yoktu.
ama kararlıydım atmicaktim..
bekledim senden. pazartesi aksam 19,11
senden mesaj.
rüyanda gördügünü söyledin.
güzel cok güzel.
harika.
guzel konusmalar geciyo aramızda. yaklasık 40dk önce bana attıgın mesaj herseye değerdi.
iyi ki varsın hayatımda kitapcım.
iyi ki varsın.
umarım hayatıma girer. benim olursun.
bunu istiyorum.
mutlu etmeyi seviyomussun beni.
bende seni mutlu etmeyi seviyorum.
istiyorum.
kadının olmak istiyorum.
ağlıycaın kadının olmak...................
artık senden öncesi bitti. artık hep senden sonrası var...
kelebeklerim ölmedi. tek günlük değil ömürleri.
onları besledim ben sana duydugum sevgiyle.
heyecanla.
ölümsüz oldular.
içimdeler.hic cikmamak üzere.
senin oldugun gibi.............................

with you...

Seslendi arkamdan.
- clementine.
döndüm arkama. o güzel o büyülü şeyler karşılaştım.
sütlü kahve bi mont. kot pantolonu. ve en cok hosuma giden parlak gri. fosforlu yeşik bağcıklı converse leri.
öptüm yanaklarından.
işte duydum!
kokusunu duydum.... tüm aksam vazgeçemeyeceğim o seyi.
kokusunu. susmamalıydım. kesinlikle sıkılmamalıydı.
başladım bişeylerden.aksam 7,30 matinesine giricektik. movieplexin önüne geldiğimzde alalım biletleri dedi. ben aldım sen karışma patron bendim sen öyle dedin* dedim.
ben o anlamda söylemedim dedi. ama biliyorum ben öyle istedim dedim...
teşekkur etti. yürüdük caddeye dogru.
ben konuşuyodum durmadan bişeyler söylüodum.
gülümsüyodu.
yanımda kokusunu içime cekiyodum.
ayılmak icin kahve icmesi gerektigini söyledi. suadiye starbucks cok kalabalıktı.
yürüdük. erenköye kadar.
konustu güldü.
Boza'yı anlattı bana.. Evcil aslanı anlattı sonra.
rüya gibiydi. uçuyodum.
nasıl yürüdüğümü hatırlamıyorum.
etraftaki insanları hatırlamıyorum.
o vardı sadece.
bi de ben vardım o kalabalık pazar akşamında.
hava cok guzeldi. bunu sanırım 5 defa söylemişimdir.
girdik starbucksa içmek istemedim ben bisey aldı kahvesini geldi oturdu karşıma.
konustuk.
ev hallerimden bahsettim.
ilgiyle dinledi beni.
yaklastı duymak icin.
dinledi dinledim.
anlattı anlattım.
güldü güldüm.
etkilendim cok.
gözleri dolmustu. cok basmıstı havası oranın.
çıkalım dedi cıktık.
yürümeye basladık suadiyeye dogru.
o ben ve kokusu.
yürüyodu üçümüz. ama bide benim kocaman yüreğim vardı bizimle gelen. kafamdaki düşüncelerim vardı. ikimiz baya kalabalıktık aslında.
fizikten bahsetti. dinledim
matematikten bahsetti dinledim.
dinleyemedim cok mutluydum dinleyemedim.
kokusunu duyuyodum dinleyemedim.
yalnız değildik biz.
cok kalabalıktık.
annesi aradı bi kaç kez.
ikeadaki cekmeceli kitaplıktan bahsettik bi süre.
Boza'yı bi gün görürsün dedi.
karmasık sayılardı konu..
nerden cıktıgından bahsetti. o guzel mimikleriyle.
ama o karmaşık sayılar benim zihnimden daha karmaşık olamazlardı...
karanlık sulardan açılıyodum yavas yavas aydınlık sulara dogru.
tenime tertemiz bi hava değiyodu.
nefes alıyodum. hemde canım acımıyodu bu sefer...
döndük sinemamıza. filme 1 saat vardı.
oturduk bahcesinde. yaktı sigarasını o guzel parmaklarıyla.
başladı konusmamız.
guzeldi. mutluydum.
yolunda gitmeyen hicbisey olmamıstı..
eski bi arkadasım aradı ve tanıdıgım birinin benden hoslandgnı söyledi. duydu oda.
hayranların dedi..
konustuk durmadan.
cok tatliydi. o gülümsemesi.
o garip mukemmel gülüsü.
o cıkardıgı ses.
seviyorum seviyorum.
ben arkadasımın bi hikayesinden bahsettim.
guzeldi iyiydi.
iyi oldugu yuzunden anlasılıyodu.
kırmızı kalplerimden konustuk. kızmamış aslında ama abartmısım bende. cok cok hemde.
atıyodu kalbim hızlı. her defasında cok hızlı...
mendilci kız geldi. yapıstı.
manken gibi ablama bağışlasın allah falan muhabbetlerne girdi.
almak zorunda kaldı.
manken ha. dedi. ya ya evet.dogum gunun ne zaman diye sordum. 10 haziran dedi. benimkide 14 hazirandı.
tesadüfümüz.
filme girdik. abaza kız modeli olmamak icin en arkadan almadım.
yanlıs anlasılmaktan korktum.
en arkanın bi önüydü.
7-8 numaralı koltuklr
yanlarımız boştu.
oturduk kokusu vardı burnumda.
içim gıdıklanıyodu onu duydukca.
Kübadan bahsettik.
dinledi beni güldü.
dinledim onu şaşırdım.
fragmanlar basladı.
bu arada otururken bana testereyi izleriz birlkte demisti
eskilerinide.
bu beni cok mtlu etmistii..
sustuk filmde arada konustuk.
bacaklarım sığmadı biraz koltuklara.
onunkilerle temas ettiğinde daha mutlu olamazdım sanırım
eli bacagıma degdi yanlıslıkla
cekmis. ondan o kadar enerji aldım ki.
sanırım bacagım alev alıyodu.
elektrikten...
film umrmda değildi.izledim. gözleri doldu kitapcımın.
canımın.
guzeldi iyiydi.
mutluydum.
kokusu vardı ya burnumda yeterdi o bana.
yanımdaydı ya.
film bitti.
cıktık.. hava güzel yürüyoruz.
üşüyo musun dedi. üşümüyodum.
gittim sweat shirtmü aldım tekel bayinden.
guzel ve keyifli bi aksamdı tesekkur ederim tekrardan dedi.
vakkonun önündeydik tam.
araba carpıyodu bana tuttu beni.
ben teşekkür ederim dedim.
hayatımın en guzel aksamıydı sanırım.
en mutlu en huzurlu saat 10a yaklasıyodu.
bi sigara daha yaktı.. yürüdük şaşkınbakkala dogru.
canımdı o benim.
içimdii...
ışıklardan karşıya geldigimzde bu guzel gunun bittiğini farkettim.
taksiye binicektim oda dolmusa.
optu yanaklarımdan guzel kokusuyla beni.
simdi işte ışıkların arasında kaybolmustum.
tüm renkler vardı icimde.
kalbimde..
kelebeklerim vardı kocaman.
içimde durmadan kanat çırpan.
1 günlük ömürlerini biraz daha uzatmaya calisan kelebeklerdi....
bindim taksiye.
etrafıma baktıgımda yoktu ortada.
artık icimdeydi kaybolmustu.
boş caddenin hızlıca giden dolmusuyla.
içimde yutamadıgım.
kocaman. acıklayamadım bi mutlulukla söyledim taksiciye.
yüreğimin götürdüğü yere gidiyoruz.
ona gidiyoruz............



fotografi. o su almaya gittiğinde cekmistim.
hasta ruh clementine:).
aşk bu hastalık değil.
sigarası cakmagı montu. ,,
- devamını merak edenler *after you* başlıklı yazımı okuyabilirler.

before you.



Sabahın 7si.


Clementine uyanmıstır. büyük gün!


Kitapcıyla bulusma var bugün.Sabah sinsi sinsi kalk ve git babamın cüzdanının başına. Kaptım bir 100 lero. indirdim cebe.


sabah 7,15 - 9 arası Neyzen Tevfik içerikli edebiyat ödevimi bitirdim.


buluşma aksam 4te. ne yapsam ne yapsam.
gittim dökülmekte olan saçlarıma bir de fön cektirdim e tabi büyük gün!
döküle döküle bi hal oldu.
bostancıya indim.
dolmuşa bindim.
mer'le görüşiym dedim. göbegine bakım yaptırıcaktık.kadıköye gidip. benim dövmecim canıma.
her gördüğünde dudağıma yapışan insana. ellemeye calisan insana.
dolmustayım. erenköy starbucks civarları karşı kaldırımda.
ONU gördüm. eski aşkımı. kız arkadasıyla elele.
benim hic elimi tutmazdı.
hic dışarı cıkmazdı benimle.
hemen telefona sarıldım bi iki arkadasımı arıyp onu gördüğümü söyledim.
ı ıh hayır umrmda değildi artık.
benim kitapcım vardı.
aksam bulusucagım.. gittim kadıköye. yürüdük girdik.
kahvaltı edelim dedik orda dövmecm hazırladı bi güzel.
nutella ekmek cay oh mis.
üstünede bi malboro. daha da lezettli.
kitapcıma mesaj attım görüşüyoruz dimi diye.
aradı beni. bi ev teli.
onun sesi.......
tanıyamadım ilk.
evet ama 5 olsun dedi. anca kalktım dedi.. saat 14,45 civarlarıydı. tabi dedim.
caddeye gidelim demisti. cok geçmedigi icin cadde taraflarına patron sensin dedi...
patron bendim. heyecan bastı beni. durmadan çişim geliyodu. durmadan kalbim atıyodu.yarışlara girerken bile bu kadar heyecanlanmıyodum.
iliskilerin buluşmaların kitabnı yazarm ancak.
o yazmıstı benim kitabımı coktan.
ellerim buz kesti.
çıktık ordan. aktardan ısırgan otu alıcaktım. gittik onu bulduk. ama heyecandan geberiyorum o sırada.


saat 4 10vardı.
mer ve cer in yanından ayrıldım.
işte smdi başlamştı heyecanlı dakiklarım
dolmusa yürüdüm.
bindim. kulagımda costello i want you...
evet i want him!
inish suadiye otel önü.gittim indim.
hemen biletleri aldım. ben patronum o karışamaz.. böyle onla alırken kasılıyorum. çat diye kart cıkarmıstı ne yapacagımı bilememistim bu guzeldi iyiydi.
almam iyi oldu.
hemen beyaz fırın tuvaletine girdim.
ve cisimi yapmıstım artık.
makyaj makyaj makyaj.
üstüne gittim suadiyede bi tekel bayine cantamdaki sweatshirt ü bıraktım.
ve başladı heyecanlı dakikalarım. saat her dakika geçtiginde kalp atısım biraz daha artıyodu heyecandan ölüyodum sanırım. bi arabaya yaslandım ve başladım seni beklemeye.


istiyodum seni.
heyecanlıydım cok cok cok .
hic olmadıgı kadar coktu..
renklendi içim.
siyahın her tonuyla renkliydim.
istemedim kötü geçmesini geçmemeliydi.
evet beyaz arabaya yaslandım ve seslendin arkamdan....














- devamını merak edenler *with you* adlı yazımı okusunlar:)
fotograflar benim tarafımda beklerken cekilmistir.




2 Kasım 2008 Pazar

kimse duymasin.

yaklasık 10dk sonra okul servisim gelicek.
dün aksam eve gelince yazamadım.
guzeldi. garipti. eğlenceliydi sevgili blog'um.
bana gece mesaj atmadı.
ama bende atmadım.
ama atıcak eminim=)
patron benim nası olsa.

1 Kasım 2008 Cumartesi

i want you.

ben kötü. ben kötü. cok kötü hissediyorum bu aksam.
hemde cok kötü hissediyorum. dun aksam onunla hersey cok cok guzeldi.
konusmalarımız.
ikimizde yattık kendi dünyamızın salonlarına. i want you eşliğinde karanlıkta uzandık. ayrı dunyalarımızda. beni ona götüren duygularım vardı.
bide parmaklarımızın yazmış oldugu kalbimi bi hoş eden mesajlarımız vardı bizim.
iyi ki varsın dedi bana.
beni mutlu ediyosun dedi.
iyi ki varım evet. sende beni o kadar cok mutlu ediyosun ki. hayalin. kokunu bilmeden kokunu özlüyorum. dudaklarına daha hic dokunmadan dudaklarını özlüyorum. seni özlüyorum.. gercekten ama içimden. canımı acıtan noktalardan cıkıyo bu özlem duygusu sana karşı duydugum..ben 17imde kucuk bi kadınım senin icin.
tam 9sene önce yaşadın herseyi benden. korkmuyorum biliyo musun. ev karanlık korkmuyorum. her taraf karanlık korkmuyorum. kalbimde sen varken korkmuyorum hic biseyden.
hic bi cıkmazdan. gelicek hicbiseyden.
tekrar nefes almaya basladım seninle birlikte. unuttum o malın bana yaptıklarını. artık umrmda değil. bu kadar kolaymıymış ya.
bu kadar mı.
sen miymissin onu unutturucak.
belkide bana daha cok üzüntü vericeksin. kırgınlık vericeksn.
ama onunla orantılı mutluluk vericeksin belkide.
dedim sana dün gece.
cantandaki kucuk bi esya olarak gör beni. istediginde cıkar. yalnızlıgnı paylaşırım seninle.
konusmak istersen konusurusun istemezsen konusmayız. yanında oliym yeter dedim.
bana cantandaki kucuk sey deil. beni cok daha fazla önemsedigini söyledin.
sende mi duygu patlaması yasıyosun böyle arada.
karanlıkken söylemek daha kolay bazı şeyleri.. güneş dogunca zorlaşıyo..
ben hep senin yanında olmak isterim.
ağırlıgını hissetmek. kokunu bilmek. o kokuyu suan özledigimden daha sahici özlemek isterim.
sahipsiz rüyalardan kopup. sahici sevgiler isterim ben artık.
seni zorunlu bırakmıyorum hicbiseye ama ben biliyorum.
olmaz olmaz olmaz.


kucuk muyum ben?
nasıl yani?
sacmalıyorum..
sacmalamıyosun...

evet yarın sinemaya gidiyoruz.
saat 4te saskınbakkal civarlarında birlikte olucaz sanırım.
sen ben. orda olucaz.
ikimiz.
üstümde suan yarın giymeyi planladıklarım.
hayal kırıklarıyla dolu lacivert seyler bunlar.
karmasayla dolu.
sen yanımdayken olucak bunlar.
belki kolun değicek üstümdekine. ne kadar şanslı...
yarın olmalı artık.
ama istiyorum ben seninle olmak. senin kafan cok karısık cok karmasıksın. değilsin aslında.
istemiyosun kimseyi.
benide istemezsin. ben seni herseyden cok isterim. suan hayatıma girmeye calisan bilimum insanı açıkca siktir ettim.
umrumda değiller.
tek sen varsın içimde tek sen. ruhumu etkileyen sen.
aşık olmak istedigini söyledin. kime ? bana mı. olamazsın ki. olmazsın.
17 yasındayım. daha 17.17.17
nefret ediyorum daha buyuk olmak isterdim.
daha guzel olmak isterdim.
bana aşık olmanı isterdim. cok fazla cok cok aşık olmanı.
benim için ağladgnı söyleyp utanmanı isterdim.
sende bi kadın icin bunu istiyosun.
sana kadın yakışır ben yakışmam ki.
ben neden yakısayım.
kucugum ben cok kucugum sen beni istemezsin.
hayran olurum ben ancak sana.
ben mutlu olamam ki olmadım hic.
gecici seylerdi hepsi.
aha süper mutluyum demedim uzun bi süre hic.
hic olamadım ben.
olmak isterdim kim istemez ki.
senle mutlu olmak isterdim hemde suan şu bombok hayatımda herseyden cok isterdim.
abim sevgilim aşkım herseyim ol isterdim.seninle buyumek isterdim. zaman gecirmek. kollarında uyumak isterdim.
i want you dinlemek isterdim salonun yerinde karanlıkta yatıp seninle.
dudaklarına dokunmak isterdim sonra.
en guzel yerinden,boyunundan kokunu almak sonra.
içime cekmek aldıgım her nefeste aşkını.senin bana getiriceğin herseye acığım.
mutluluk üzüntü. bütün getiriceğin duygulara açık su kalbim. korkuyorum kaptırıyorum sana.
kapılıyorum ruhunun derinliklerine sanırım.
üstümdeki hayal kırıklıgıyla dolu duyguyu ne yapıcam bilmiorum.
yarın 4te yanındayım. olmak istiyorum.
ne yapıcam nasıl davranıcam.
clementine olamicam yanında. bambaska birine dönüşmek istemiyorum rahat olmak. istiyorum.
elini tutmak istiyorum.
sana sarılmak istiorum.
ağlamak istiyorum seninle... kokunu istiyorum.
kokunu duymak bunu cok istiyorum.
sonra kalabalık caddelerde duymak istiyorum baska insanların üzerinde kokunu.
demeliym. evet bu o.
kitapcımın kokusu.
seni suanda herseyden fazla istiyorum.
sımsıkı sarılmanı istiyorum. gercek misin. hayal misin... ben kötüyüm cok kötüyüm.
olsan keske.
sarılsak yatsak uyusak.öpsen beni guzel dudaklarınla.
mimiklerin. o mimiklerin.
yarın cok guzel gecsin istiyorum.nolur nolur nolur.
tum bedenim istiyo bunu.
beynim kalbim ruhum.
heryerim istiyo yarın guzel geçsin istiyo . seni istiyo yalnız seni. susma sakın yarın.
konus benimle.
sıkılma sakın.
ağla benimle .
öp beni.
seni istiyorum sadece seni.
kötüyüm ben cok sacmalıyorum cok kötüyüm cok sacmalıyorum
nolur bu gece mesaj at bana. guzel bisey yap iyiliğe ihtiyacım var
sana ihtiyacım var


... kokuna ihtiyacım var.

29 Ekim 2008 Çarşamba

hey hey!


dün gece kırdı beni. cok kırdı cok cok cok!

kızdı bana.
bende tribe baglaıdm. cektim kendimi. cok agladım dun gece.
bugun pisman oldu arkadas. özür diledi özür diledi benden:)
ve biliyo musun?
haftasonu 'MUSTAFA'ya gidicez onunla..:)
ağlıycaz birlikte.
evet yapıcaz.

28 Ekim 2008 Salı

high hopes!

hersey olucagına varamaz. varmamalı. sakin olamam!
Kitapcım.
evet o.
o kadar tatlı ki.

evet şu sahne gitmiyo gözümünden önünden,bunu söylerken yaptıgı mimik!

-baba
-oglum.
kadıköy rıhtımda yaşadıgı biseyi anlattı bana.

geçen cuma günü. perşembe gecesi telefonumda bir adet mesaj.
yarın kahve içelim derim ben.
oha. yuh. tabiki tabiki dedim ne diyebilirim!
cuma okul cıkısı git süslen.
kapısındayım.
aradım geliyorum ben
tamam bende iniyorum dedi o mükemmel sesi!
evinin önündeyim. içerden! geldi o!
deri ceketi . guzel yuzu
gozlukleri. karizması. o ve benim hoplayan yüreğim.
pek konusmadan daldık ara sokaklara... starbucks? dedi. tabi dedim.. girdik. ısmarlanan kahveler. cuzdanımı cıkardım cantam. çat diye uzattı kredi kartını. hmm dedim ok o zaman. böyle karmasa icimde. eziklik duygusu. onun yanında hissettiğim eziklik. aslında hep iyi hissederm. mutlu hissederm. kendime guvenirim basım dik yürürüm. takmam kimseyi laf atanları. abaza abaza bakanları. okul etegimin altından kalmıs kelebekli bacaklarıma.
omuzlar düştü benim.karmasanın icindeydim.
balkon gibi kısmına oturuldu karşılıklı.
basladı sohbetimiz.
tam 2saat. süper iki saat.
döküldü ağzımızdan kelimeler. yavasca sakince. gulerek. bazen kahkahalarla.
mübalağa yapıyorum belkide. bulutların üstünden gercek dunya pek gözükmüyodu.
etrafıımı önemsemeden. her ayrıntıyı dinledim.onun o ince dudaklarından cıkan kelimeler deldi geçti beynimi ruhumu kalbimi..bulutlardaydım dedim ya.
uçuyodum belki.
o mimikleri. konusması. gülmesi.
tek tabak çatalı bardağı. hayatı.
soğuklugunu bırakmıstı kapının dışında.
ön yargıları yoktu. karşısında 17 yaşında biri vardı.
yaşadıgı onca tecrübenin yanında kucuk bi kız.
ben vardım karşısında.
dinledim onu... hep dinlerdim.
anlattı anlattı. anlattım guldu,guldum...
rüya gibi. saka gibi.
O,ben,malboro light,cakmak,su,peceteler.
kalbim.o ben sen herkes orda biz ordayız.
tüm hücrelerim orda.
saç tellerim.
elim kolum bacağım. herseyim orda.
guvensizim kendime. cok guvensizim.
hep boyle hayallerin pesinden kosmaya bayılıyorum.
tutunucak bi dalım kalmadı.
oda bi bosluk benim hayatımda icinde kayboldugum. düşmeye razıyım ama. boslugunda kaybolurum. ölürüm.
O konustugum gün.
ölsem demistim.
ilk defa içten ölsem demistim ama yasama sevinci geldi bana.
ölmek istemiyorum seviyorum yaşamayı ben! ondan bisey de beklemiyorum aslında.
söylicek hicbiseyim yok.
istemez beni bilirim. neden istesin.
9 yaş dile kolay.
benim kalbim büyük.
beynim kucuk değil en azından.
istemez ama bilirim bilirim.
kendini bazı seylere zorunlu hissedip benden uzaklasmasından korkuyorum.
korkmadan yasamak istiyorum artık.
elimde avucumda kalan bi avuç mutluluguda kaybetmek istemiyorum..
kısa zaman önce ulastıgım bu mutlulugun harcanmasını istemiyorum.
düşerim onun boslugunda süzülürüm uçurumlarda.
ama mutlulukla icimde..
istemiyorum baskasnın getiriceği mutlulugu... anlık mutluluklar değil hayalim!
sahici seyler. yutkunduramicak beni.
o benim kitapcim.
gece yarısı attıgı bi mesajı herseyim oluyo benim.
yuzum gulmeyeli baya oldu.
gercekten içim gülmeyeli baya olmustu.
iyi ki varsın hayatımda.
yarım kalmıs hayalinle.
apartmanının kapısındaki 2 milyonluk kırmızı rujlu kalplerinle iyi ki varsın.

-yoksa yiten ben miyim derken nerden geldin sen?...




pink floyd*high hopes...................

özlemisim be!

evet.

özledim be seni. aptal devlet kapatmıstı.aramıza girdi bi süre..

cok sey oldu aslında.

sana yazmak o kadar cok istedim ki.

patlatı içimde onca kelime.

dudaklarımda. kalbimde. zihnimde kaldılar.

kağıda dökemedim.

yapamadım.

seni istedim. tek seni. geri dönmene cok sevindim cok cok cok sevindim!

yaşasın blogspot!

21 Ekim 2008 Salı

Kitapçım!

bu 4 yıldır arayıp bugun kadıköyde buldugum platonik aşkıma bu aksam attıgım mail.
evet takip ettim ve konustum!
mukemmeldi.






aslinda sacmalamak istemem ama sanırım biraz saçmalıycam suanda.biraz fazla hemde.bana göre değil ama sana göre sacma gelme olasılığı yuksek...ecem ben. konserde öpücük atan bugunde kadıköyde yanına gelen kız.aslında geldim iyi ki. seni bulmusken bi daha kaybedemezdim konusmadan..hazırlıktaydım ben. geliyodum durmadan. ingilizce kitapları geldi mi. diye sen gayet sıkıcı bi bakıs atardın. kadife pantolonun. kısacık saçların ve discman'in vardi. mor ve ötesi deli gibi hayranıydım cok. simdi iyiyim. teenager triplerini aştık biraz ne de olsa..gitmisim konsere. hazırlıgın bi sonraki senesi..önlerdeyim sahneye biri cıktı.dedim bu kim bu kim.aha benim kitapcım. benim deil ama işte oyle dedim.tüm konser mor ve ötesi sarkiları eşliğinde arkasında kaldıgn amfilerdeydi gözlerim.konser sonrası yanına gelmistim. sana o olup olmadıgını sormustum.evet O'ydun. morveötesi sitesine mail atmıstım.baya uzundu adını ogrenmek icin.yanıt yok tabiki. pekte umudum yoktu gerci.. sonra caddebostan soundwave. hadi dedik bi gidelim.daha bu british arkadaslarımız calarken oakley gözlüklü mor ve ötesi tshrtlü.biri..elinde kolası.bu dedim benim evlenceim adam böyle olmalı.kızlar genelde böyle muhabbetler cevirirler.bi baktım kitapcım.adını bilmiyorum tabi.sonra konser zamanı. sen cıktın. farkettinde aynı zamanda.ben yine tüm konser seni izledim.şaşırmıştın sanırım birazcık. cunku böyle baktın arada bu kim diye.ama konseri yarıda bırakıp gitmem gerekti.cunku salakca bi spor yapıyorum ve yaris dönemiydi. ertesi sabah önemli bi antremanım vardı..öncelikle myspaceime fotografnı koymustum.rakun müziği aradım.mor ve ötesi menajeri can sertogluna myspacete bi mesaj attım baya uzunca. adını ogrenmek icin. ondan da bişey cıkmadı.cevapsızdı.konserlerin hepsi izmirde.gelemedim. R.E.M e de 90 milyon vermek istemedim o kalablıkta sana ulasmam zor olucaktı.ama bugun gördüğümde sok oldum..hemen basladım takibe.konyaya gitsen oraya kadar gelirdim sanırım...dedim ya. seni buldum ya konusmasam olmazdı.sanırım cok konustum..tanıstıgıma cok memnun oldum

18 Ekim 2008 Cumartesi

caresiz clementine.

bugun fena.bugun cok kötü bugun cok sacma.
eski sevgilisyle cıkmaya basladıgım yakın arkadasımla yazın temmuz basında bozulan aramız.
hergün karşılaşmamz. 4senedir arkadas olmamız..
dershanede aynı sınıfa düşmek şans.
ama barıştık bugun.
hayallerimz vardı. güzel hayaller. cok seviyodum aslında onu cok cok.
neden ona böyle bişey yaptım bilmiyorum ama benimde kendimce nedenlerim vardı...
bende haklıyım bazen. oda cok haklı ama guzel bi iliskileri yoktu. 1ay bile olmamstı.
ama arkadasım daha önceden bi ilişki yaşamadgı icin vazgecemez oldu.
benden nefret eder oldu.
dershaneden cıktık erken bahanelerimzle birlkte.
yüreğimizde yarım kalmışlık. gözlerimizde birbirimize duydugumuz özlem.
yürüyoruz. hava soguk. yagmur ciseliyo.
girdik kadıköy rexx sokağına.,
güzel dizayn edilmiş bi cafemiz var orda.
yengeç
gir otur. yemek ısmarla.
ve kültablalarını doldurduk ikimizde.
4ayda o kadar cok değişmişiz ki. konustuk herseyden herkesten.
sacmalamalarımdan.
onunkilerden.
yanımda sandıgım bi arkadasım arkamdan neler söylediğinide öğrendm
ona attığı mesajlar sayesiinde.
aradım bi güzel bagırdım cagırdım.
bela okuyup kapadım.
şerefsiz insan ne kadar cok hayatta
söylemediklerimi söylemis olarak anlatmıs..
arkamdan fahişe bile diyebilen bi insan bu işte!!
yüzüme o kadar gülerken. bu da cok koydu..
aptal yerine konmak.
insanlara güvenim sarsıldı yine..
çıktık modaya gidip içmek gerek.
ağız boş kalmıyo sigaralar.
parcalanmıs arkadaslıgımzdan kalan tozlar uçusuyo havada.
aptal yerden dövmemin rötuşu için randevuda istedim.
.. abi yok mu.
hmm evet o abi.
güne başlarken.
O'nun ikizini gördüm.
o malesef hala benim icin özel kişinin.
bittim o an.
ikizi bile parçalayabildi kalbimi.
hayatımı ruhumu.
bu kadar şey üstüste fazla biraz.
git modaya.
elimzde kucuk boy absolutlerimz.
camel'ım ve onun winston'ı...
otur modaya. iç ve kalk. dik ve kalk.
git markete biralar.
sigaralar. uzun malboro. kırmızı hemde.
modanın daha sakin bi yerinde.. içtik içtik kavga ettik kinini kustu bana.
sarhoştuk hala kafam iyi.
neden sattın beni clementine..
neden yaptın bana bunu.!
bunu söyleyip durdu.
içtik biz.
5tane sigarayı bi anda yaktıgm oldu bazen.
kafa iyiydi cok iyiydi.
delirdik cıldırdık.
çğlık attık sacmaladık!
iki arkadasımz geldi.
kurtardılar bizi.
sarhostum sacmaladım.
cisim geldi.
kadıköy starbucks.
yne saçmalaım . kazık attığım arkadasım baslamıstı ağlamaya coktan.
ben hala farkına varamıyodum ama sarhos deildim ya ben.
iyiydim.
durakların oraya geldigimzde ağlamaya basladım.
arkadasım elimden tuttu
sakinleştirmeye calisti. karanlık havada..
arabalar insanlar.
herkes bana bakıyodu..
starbucksa girdik.
çişim vardı cok!
sıra bekledik kafam iyi. yumrukluyorum kapıyı
gülüyolar.
yıkadı arkdasım yuzumu.
diğer kazık attıgım biri ve diğer arkdsmz girdi sonra.
biz oturduk banklara.
ağlıyorum ben cok ağlıyorum.
yanımda tanımadgm bi kız peçete verdi.
arkadasım sakinleştirmeye calisiyo...
kazık attığım bi yandan ağlıyo..
arkadasım beni minübse bindirdi.
yolda kadıköyden bostancıya ağladım ağladım ağladım.
eve geldim.
Onu cok özlemiştim.
bana yaptıgı mallıklar icin ayrı ağladım.
aileme ağladım.
kendi halime ağladım.
acıdım kendime.
acizdim..
sonra evde aşırı ağlama komasına girince
arkadasımı cagırdım gelemem dedi.
sonra ciddiyetn farkına varınca annesi ve iki bebelik arkadasım kapıdalardı 2dk icinde.
intahar ettim sanmıslar.
edemem ben intahar.
seviyorum yaşamayı.
herşeye ragmen umutlarım var benim.
simdi kötüyüüm ruh gibiyiim.
uçmak kaçmak istiyorum...
fena bi gün cok fena bi gün..............

16 Ekim 2008 Perşembe

sen hep benimsin.

güzel bi gündü bugün...
Okul sonrası kadıköy ve taksim. sevdigim hayat dolu arkadasimla guzel eglenceli sacma yorucu ama huzurlu bi gündü...beşiktaş vapuru ardından otobüs ve Taksim. O kadar cok insan seçeneği sunuldu ki önüme. seç begen al. abaza turk erkekleri. liseli etekli kızlara karşı...
aptal turistler...
pasajlarımz...
hersey guzeldi sanki. nefes alabildim bugun.
bi kac gundur alamıyodum nefes. yazamıyodum o yuzden...

ben onu özlemeye basladim. görmek istemeye basladım..
gözlerim otobüste.. 2 numaları otobüsün icinde her sabah..
heryerde..
2 numara..
bostancı-üsküdar...
onu arıyorum. heryerde.
.nerdesin?
sana o kadar aşıkken. bunu bile bile ablama bile sulanırken o otobüste sen.
ben hala seni arayabiliyorum..
sana duydugum özlemden yoruldum artık.
nefret edilicek birisin. değmezsin hicbiseye. ama kalbimi söküp atmam gerek senin izlerinden kurtulabilmek icin.
kalbimden kurtulsam..
zihnimdekiler zorlicak bu seferde beni..
beni bana bırak ve git artık.... lütfen git.
bu şehirden. hayatımdan git.
kapansın yaralarım..
yenileri açılsın. acı cekmeye razıyım. yeter ki cektiğim acının sebebi sen olma artık. özlemekten cok yoruldum seni....herkesi sana benzetiyorum.
herseyde seni arıyorum.
en ufak ask hikayesinde aklıma sen geliyosun.
her anımda sen varsın.
ben kendimden vazgeçmişim.
sen olmusum...
ne guzeldi. sana dokundugumda bile gözyaşlarım akardı...
tutamazdım.
mumlar var bide..
sönmeyen mumlar..
duvardaki saat,müziğimz,dream tv.. sen ve kokun.
beni hic sevmedin:)...
bana hic seni seviyorum demedin.
ben sana duygularımın yogunluguna kapılıp kendimi tutamayıp seni seviyorum derdim sevişmelerimzde..
sende canim benim ne kadarda saf. ifadesiyle kucaklardın beni herseferinde.
küçüğüm ya ben.
sana duydugum ask herseyden buyuktu gerizekalı insan.
yok ya artık bittin sen. unuttum seni unuttum unuttum!...
görmem gerek ama seni.
unutmak icin bi kez daha görmem gerek.
dudaklarını özlememem gerek.

- taksim guzel. rahatlatıcı.
dönüşte yerden 1,60cm uzunlugundaki pigme takım elbiseli adamımız takip etmeseydi. bizde keske aksam aksam kosmak zorunda kalmasaydık..
yaktık bi sigara daha.
sönüp giden umutlarımza karşılık...
bitti artık o defter kapandı.
sporuda atıyorum bi kenara.
artık bana kazandırıcak biseyi kalmadi.
kureklerimizn..
hayatı yaşamak istiyorum..
kurtulmak aileden,babadan.
tek olmak mutlu olmak özgür olmak.
olucam yapıcam gidicem gezicem görücem ve ölücem...
ama mutlu olucam.
sensiz onsuz kimsesiz.........................................

11 Ekim 2008 Cumartesi

bizi yalnız bırakmayan gölge...


hasta oldugum bi aksama daha hosgeldim. pecete elimde düşmemekle birlikte bi yorgunluk halide mevcut üzerimde..
sabah kalktım herzamanki gibi. ve gittim ne yapmam gerektigine hala karar veremediğim yere.
aptal herifin triplerinide cektik. ve artık ondan nefret ediyoruz.
cicekli botlarım vardı.. kocaman kocaman. plastik botlar..
yagmurda vardı sabah cok!.. cok yagdı yagmur. üstümze üstümüze.. gürültüsüyle birlikte. ağladı gökyüzü. isyan etti bişeylere belliydi. sıradan bir yağmur değildi bu. dindi sonra..
güneşler açtı kocaman bulutların arkasından. ısıttı icimizi.. sanki tüm sıkınıtısı geçivermişti. bizim gibiydi havada. parcali bulutlu.. bazen yagmurlu,bazen güneşlii..
bizimde öyle değil midr?.. yagmurlu gunlerimizin arkasından hic beklenmedik bi sekilde açar güneş.. bulutların arkasından gösterir kendini..
benim icin bulutlar dolasmakta hala gökyüzümde. benim sahip oldugum gökyüzünde..
güneşi göremedim daha... ısınamadm.. hala yaşadıgım kıştan kalma bi soğukluk var üzerimde..
böyle ısınıcak gibi oluyorum sonra titreme sarıyo beni aniden..
kara bulutlar geliyo sonra.. acıyorum semsiyemi. bana zararı gelmesin diye. sarıyorum kendimi sarmalıyorum.. ama sonra yagmıyo yagmur.
hayal kırıklıgına ugruyorum..
güneşim nerde.
beklediğim gün gelene kadar cıkaramicam kıyafetlerimi üstümden..
ön yargılarımı cıkaramicam. güneş cıkıncada cok zor olucak bu...
o bulutların arkasından bana kendini gösterdiğinde değil..
gercekten içimi ısıttıgında cıkartıcam o kıyafetleri.
kalbim ısındığında..
çünkü çok üşüdüm. kış ortasında cırılcıplak kaldım.

hastalandım.

hicbisey bilmiyorum herseyden baska...

unutmayı seçtim herşeyi.
yagmuru,fırtınayı.
kaybolmustum karanlıkta.hickimseye ihtiyacım olmadan cıktım ordan.
bulutlar var simdi tepemde.
kocaman bulutlar.
bazen siyah,bazen bembeyaz. umut dolu..
geleceğimi gösteren bulutlar.

.. güneşimi istiyorum,kalbimi ısıtıcak güneşimi...








-gölgem var,iyi ki gölgem var

bizi yalnız bırakmayan gölge..........

8 Ekim 2008 Çarşamba

the end.


Herşey 1983 yılında, batı karadenizde kucuk bi tatil beldesinde baslamıstı aslında... 4 kişinin hayatını etkileyecek bu komedi,dram karmaşasında kalmıs tesadüfler..
Kadın büyük aşk yaşamış üniversitede Ankarada. aşık olmuş.. ama ailesi baskın çıkmış bu savaşta... aşk yenilmiş cogu zaman oldugu gibi.. sonra o Adam cıkmıs karşısına. Sorgulamadan düşünmeden evet demiş. Sorunlarından kurtulmak icin... 25 Yaşında evde kalmıs sayıldıgından dolayı acele vermiş bu kararı...adam 30 yasindaydi... 1sene icinde nişan ve düğün... Bi evin icinde iki yabancı gibilermiş. Küçüklüğünden gelme mutsuzluğu varmıs kadının. Mutluluk hormonlarını seneler önce kaybetmiş... 85 yılının kasım ayında bu evliliğin ilk mutlu yani cıkmıs ortaya.. sarışın bi bebek.. güzel mi güzel... ardından 91 yılının haziran ayında 2. mutluluk sebebi. aslında bi bakımada istenmeyen bebek... kadin calismadıgından dolayı bağımlı olmaya devam etmis kocasına gün gectikce....


sevmezdi annem babamı... hic sevmedi. elini tutmadı sokakta yürürken hic. gün geçtikce daha da uzaklaştı..soğudu babamdan. iyi biridir aslında babam. evde kavgalar olurdu ama babam ne anneme nede ablamla bana bi kere bile el kaldırmamsıtır.. ama işte sevmeyince olmuyo.. 24 sene geçti.. üstünden. 30 ağustosta 24 sene bitti..
ben anneme aşık biri oldugumdan dolayı babama karşı hep bi kin besledim icimde..
ablam üniversiteyi bitirince calismak icin kıbrısa gitti geçtiğimz şubat ayında..
annemin tek bi gözyaşı bile beni ağlatır. ağladıgını düşünmek bile ağlatabiliyo. o benim herseyim. ama oda gitti!..
istemezdi gitmek. ama baska caresi yoktu.. kendi ayaklarının üstünde durması gerekiyodu. kıbrısta iş imkanı bulabileceği icin git dedim.!
git anne mutlu ol!
aslında benim üniversiteye girmemi beklemeyi planlıyodu. ama işler istedigimz gibi gitmedi. seneye giricem bu 5senelik lise sisteminden dolayı...
herseyimi annem yaptı bugune kadar.. odamı topladı. yemegim önümde. ne istersem anında olur. hizmetcim gibiydi bi yandan da.. yaklasık 6aydır babamlayım. annem gitti. özlüyorum. ama bazen cokta kızıyorum.
büyümeye baslıyorum. belkide hayat bu yuzden bu kadar zorlasmaya basladı.
yalnızım artık herkes kendi halinde. herkes kendi hayatına cekildi.
babamla hic anlaşamazdık. tanımazdım babamı. küçükken aramız iyiydi. sırtımı kaşırdı... pişti oynardık.. iki keçinin hikayesni anlatırdı bana. bu kadar.. benim annemde babamda annemdi.
simdi yalnızım. ama iyi ki hayatta...
biz büyüyünce bu evlilik oyununa bi son vermeye karar verdiler...Evlendikleri yerde...
Ankarada bitiyo bu hikaye.
genc kızlık soyadının masumiyetiyle yeni hayatında kalıcak olan annem.
aynı soyadı paylasamamak garip biraz.
kaç senelik evlilik. hic annemle babamın bosanabileceğini düşünmezdim...
küçükken ablam korkuturdu beni. annemle babam bosanıp seni cocuk esirgemene kurumuna vericekler diye dalga gecerdi benimle. ugrasirdi hep. ağlardım bende geceleri.
ama büyüdükce farkına varıyosun biseylerin...
bazen herkese o kadar kızıyorum ki. en cokta kendime kızıyorum.
hep yarım kalan hikayemiz 10 ekim cuma günü sabah 8bucukta baslayan bi durusmayla sona eriyo..
ben gittikce yalnız kalıyorum...
küçükken pembe gözlüklerim vardı. dünyayı pembe görürdüm arkasından...
arkadaşım kırmıştı,cok üzülmüştüm. ağlamıştım...
ama sanırım o zaman değilde yeni yeni kırılıyo pembe camlı gözlüklerim.
herşeyi net görmek o kadar kötü ve can acıtıcı ki..
canım acıyo. yalnızlığıma..

öğreniyorum,büyüyorum.
bu yaz karpuzu nasıl doğru düzgün kesiceğimi öğrendim.
beyazları kaç derecede,renklileri kaç derecede yıkayacağımı öğrendim.. pilav yapmayı öğrendim,kıymalı taze fasulye yapmayı öğrendim,tek başıma geceleri evde korka korka, tüm ışıkları yakarakta olsa uyumayı öğrendim,anne özlemini öğrendim...ev temizlemeyi öğrendim.. nasil gömlek ütülyecegimi öğrendim.eve yorgun argın geldigimde kendimi doyurmayı öğrendim,babamın sevgilisi oldugunda ona nasıl tepki vericeğimi öğrendim. aslında yaş olarak büyümüş insanların hala birer cocuk gibi olduklarını öğrendim.
sevmeyi ama sevilmemeyi öğrendim..

Büyüyorum..

10 ekim 2oo8...
8,30..
bu hikayede burada biter. oyuncular dağılır kendi evlerine...
herkes icin yeni bi hayat asıl simdi baslamaktadır...

7 Ekim 2008 Salı

uçsak.


10 günlük tatilin ardından baslayan ilk okul günüm cok sıradan ve sıkıcıydı.. Sabah düşündümde hayatımıza da tatil verebilsek keske. Ruhumuza.. Çıksa bedenimizden uçsa gönlünce boşlukta..
Hayatımızdaki ilk öpüşmemizdeki heyecanı hissederek uçsak.
O masumlukla,o kalp carpıntısıyla.. O tat olsa dudaklarımızda. Yorulmasak ama yorulmus gibi yapsak.. Kutuplarda hic üşümeden buzulların üstüne yatıp gökyüzünü izlesek. Uyanıp Okyanusların üstünden uçsak,sonra okyanuslara dalsak.rengarenk balıklarla bütünleşsek.
Kendimize gelsek,bi süreliğine kendimiz olsak.
Bu sürtük dünyanın oyunlarından kurtulsak, Yeni dogmus bi bebek kadar günahsız olsak... Düşünmesek. Unutsak tüm yaşadıklarımızı,tanıdıklarımızı..
Yağmur ormanlarına uçsak sonra birlikte.. Islansak. hissetsek bu duyguyu.. ama hasta olmasak.
Ama dönüşü olucak bu tatilinde hepsi gibi..Giricez bu kirletilmiş bedenimize geri.
Ölmekten korkmuyorum. Çürüsün bu bedenim.Üstündeki tüm günahlarla birlikte. Karışsın topraga.. Ruhum saf benim,ruhum temiz. O yeter bana. Hersey bittikten sonra biz yine onunla birlikte kalıcaz ruhumla.. Bu et parcasından ayrılıcam ve gercekten o zaman cok mutlu olucam...
herşeyin zamanı var ama. hızlandıramam bu süreci. Ruhumuda kirletemem. Şeytanın oyuncağı haline getiremem ruhumu. o saf ,o temiz, o günahsız ruhum.
Büyüdükce kirleniyoruz. her gecen dakika biraz daha batıyoruz camura. kurtulmaya calistikca içine cekiyo bizi. kaçmak kurtulmak mümkün değil. inkar etmesin kimse..
İlk insanlardan olmak isterdim. bilincsiz. düşüncesiz. sakin!..hic bi duyguyu bilmeden. nefreti bilmeden büyümek isterdim.
yemyeşil bi bahcem olsun.. tek katlıda bi evim. ciceklerim ve böceklerim olsun. kitaplar olsun. mutluluk anlatan kitaplar. duvarlarımı mutlulukla boyardım o zaman... huzurla kaplardım evimin dört yanını.. mumlarım olsun. boy boy ,renk renk... hava hep karanlık olsun. bi kağıt bi kalem. bide Ruhum.....



6 Ekim 2008 Pazartesi

Fark var.


Sokakta,dolmusta,vapurda karşılaştığım herkesi incelemeye bayılıyorum. ve o kadar cok karmasa olusuyo ki şu küçücük dünyamda....Herkesin ayrı bi hayatı,dünyası var...
Yaşlı süslü kadınlar,yürümeye bile halleri yokken en kırmızısından rujlarını sürmüş yürüyorlardı kadıköyün ara sokaklarından birinde... Kemik erimesi nedeniyle yerden 55cm olmus boyları.. beyaz-gri kısa saçları... dizboyundaki etekleri ve cantalarıyla...

-duydun mu nerimaağğğn. hayriyenin torunu eroinman olmus. hastaneye kaldırmıslar..

-nee anlamadım hayriye eroinman mı olmus???

gibi diyaloglara rastlamakta pek mümkündür..buna benzer yaşadım biliyorum...
yada yolda yürürken laf atan ( yurdum erkekleri pek bi abazan ) insanlardan pek cok sey öğrenebiliyosun.

-of böyle bi kız benim olsun 1trilyon borcum olsun be abi. gibi repliklere de rastlanabiliyor...


ama geçen gün yaşadığım bi olayı paylasmak istiyorum.
semtimizin 3 büyük taksi durağından birinden. taksi çağırdım. aksam 7bucuk civarları hava kararmıs. iftar vaktiydi kimsecikler yoktu sokaklarda..
taksi bi türlü gelmek bilmedi.. motorlu yaşlı bi adam geldi.. sucu motoru gibi dandik bişeydi.
adam beyaz saçlı... beresi var.. yanıma geldi ve pantolonunu indirdi.
banane amcacim senin hazinenden.
nedir bu sapıklık!
tabiki korktum.. ve hızlı hızlı yürümeye basladım. o sırada yan apartmanımızdan bir adamcağız cıktı cocuguyla birlkte hemen onun yanına kostum ve sapık dede kaçtı..
bu ülke yaşanacak yer olmaktan cıktı artık..
herkes ayrı bi sapık.

arkadasımla kadıköyden eve dogru dönerken dedik caddebostanda bişeyler yiyelim..
tam inerken dolmustan yanımda oturan adamın etimi sıktığını gördüm.
düpedüz tacize uğradım!... ve sesimi cıkaramadım,cantamı geçirirdim normalde kafasına. kaslıyız o kadar kürek cekiyoruz ancak ... şok oldum bu kadar yürekli bi arkadaşımızdı kendisi.
gercekten ayakta alkışlanıcak bi cesareti var..
herkesin bugun icin planları,yapıcak işleri var.. düşleri,hayalleri,umutları var.
herkesin farklı farklı.
benimde herkesten cok farklı...

26 Eylül 2008 Cuma

mistake.

Telefonlara bakmıyorum. Arıyolar israrli.
nirvana all apologies* eşliğinde caresiz caldirmalarını izliyorum beni.
acmicam işte,istemiyorum seslerinizi duymak.böyle kacmak isterdim simdi
sicak bi yere..
cırılcıplak oturmak belkide tek basıma... konusmak isterdim Tanrı'yla.
üşümüş burnum soğuk azicik..
bişey anlatabilir miyim ecemciğim?.
ben dun aksam kocaman bi hata yaptım.
hata (bknz.duygularla hareket etmek)... dalganı gec sen benimle.ben yinede gittim. alıskınım ya artık herseye bana zor gelmedi. bağışıklık kazandı artık bünyem oynatılmaya..geçen haftasonu
cok yağmurluydu.
kendimi ucuz bi kız olarak hissetmek istedim
Kadıköyde girdim O dükkana. aradım taradım . i dont want to be a sex object.
bunu almak istedim. ama adam 3yetele yerine 2yeteleye verdi bana mandalı.
şimdi burda bi adet fok balığı eşliğinde mandalım var.
yapmam gereken cok sey var. karar vermem gereken yok sey var.
kendimi cok mu önemsiyorum?
klasik 17 yas tripleri mi yoksa.
i hate myself and i want to die. triplerim oldu benimde.evet itiraf edebilirim.
hey midem bulanıyo karnımda garip seyler oluyo..
herseye ragmen duvarımda kayan yıldızlara selam olsun benden bu gece.

Come on out, don’t be another fool


Come on out, don’t be another fool.
We’ll go anywhere…anywhere.
If half a heart has made your tongue a tool,
go everywhere that isn’t here.

If you’re naked on a blue screen,
we’ll change the scene you’re in.
If you’re blinded by a big beam
half drunk with reddened skin...

Then come on out, don’t be another fool.
We’ll go anywhere, just anywhere…
Half a heart from you will never do.
Let’s go everywhere that’s far from here.

Across town the sound of your jeans
seems miracles away.
I had dreams I was in your dreams
no matter where you’d stay.
Tender is the night, it now seems,
but not the waking day.

Despite no light I’ll find you,
I’ll always be your salutary leech.
And if the blindest kindness blinds you,
all hell breaks loose when my arms go besiege.

And every door will yield,
and every window sunder into cells…
Tonight you’re sleeping with someone else,
the only problem is that you’re not sleeping at all.

Please come on out, don’t be another fool.
We’ll go anywhere...
a billion endless worlds away from here.

If we’re happy on a barstool,
we’ll buy the bar we’re in.
If we’re kicked out every art school,
we’ll paint each other’s skin.
If your jokes prove you an arch fool,
I’ll love you with a grin...

And you'll blush,
you blush my girl
you blush.

Dalgalar...

Istanbul yatak döşek ağlaya dursun.. bizde karmaşalarımızın içinde kaybolup gidelim bu koca şehirde..
Doğduk,geldik bu dünyaya.. Kimse mutlu değil(miş). Neymiş?
17x365+6... bu kadar yaşadım... gün geçtikçe bindi sırtıma sorumluluklar sanırım.. dediler ki.
her yeni probleminde bir öncekine gülüceksin.
haha.
gülerim gülmem gülerim gülerim gülmem.. ama simdi hayat gercekten sanki zorluyo gibi.
gösteriyo kendini. bana diyo sanki hazırlan bak bu yaşadıkların ne ki.. asıl sorunlar bekliyo seni..
Umutlarımız var ya.. gelecekle ilgili planlarımız,
cok param olucak,iyi bi işim olucak,iyi bi eşim olucak, bugünler biticek unutucam..?
hadi ya gercekten olucak mı.. yoksa yasam denen su sacmalıkta kendimizi mi kandırıyoruz?
beklentileri var herkesin. benimde var. bende herkesim.
sicacik evimde uzatıp ayaklarımı televizyonumu izlicem. sıkıntısız problemsiz.
bu mu?
hayatın ne getireceğini bilmiiyoruz,bilemicez..
ölücez tek başımıza giricez o toprağın altına...
kimse olmadan,yanımızdaki kuru kalabalık olmicak artık!
o zaman mutlu oluruz belki kim bilir..
umut yok,calismak yok.. sıkıntı yok, dert yok..
ama herseye ragmen yasamak guzel. bugun bunu anladım DALGALARIN içinde..
köpekten korkarım aslında.. ama küçücük bi köpek. miniminnacik.. sandalın içinde dalgalarla mücadele ediyodu. titriyodu ,hayatta kalmak istiyodu..
benim cok değerli arkadaslarım var.
ayakkbılar cıktı suya girildi ve nankör köpek kurtarıldı.. o an ki sarılısı köpeğin herseye değerdi...
yaşamak güzelmiş demek ki. anladım bunu bugun.
buyuuukk bi mide bulantısıyla girip eve oturdum bu sacma bilgi sayan aletin basına.
hayat zor di mi?
*norlevolar* etki ederken vucudumun dengesine karmasanin icinde kalmısım..
gel gel 20YTL. caresiz kız modelleri 20YTL.
Dalgaların arasında ben kalsam cok korkardım cok cok hemde.
köpekten cok titrerdim hayata tutunmak isterdim..
bu yuzden herseye ragmen mutluyum nefes alıyorum.
kimseye ihtiyac yok
kuru kalabalığa ihtiyac yok..
hadi artık kacalim buralardan....