23 Aralık 2008 Salı

karma karmasık.


bugun iğrenc bi gündü. hala da öyle devam ediyo....atlatıcam ama. biticek bu günler.

O'nu cok özlüyorum... ama gecicek. aşkını söküp atıcam icimden.

bana dokunmanı özlemicem bi gün... kokunu özlemicem. dudaklarını. seni özlemicem. o gün gelicek ve ben rahat rahat nefes almaya baslicam.

çağanım. hala kalbimde hala aklımda hala icimdesin.ruhumdasın.

seni cıkarıcam tek tek. bana yaşattığın güzel dakikalarla birlikte. beni ilk öptüğün günle birlikte. dinledigimz sarkılarla. boynunda duydugum o vazgeçemediğim kokunla birlikte. hic bi izini bırakmadan cıkıp gidiceksin hayatımdan. kac saniye kac dakika kac gün kac ay kac yıl sürer bilmiyorum. cıkıcaksın ama. daha demin o güzel yüzünle karşılaşınca kendimi cok kötü hissettim. evet kitapcımın adı çağan. kendiside fotograftaki kişilik. yanıma uzanıp huzurlu caganı sevmeyi cok özlesemde gidiceksin. biticeksin bi gün. sevgin hala icimde en derinde...

22 Aralık 2008 Pazartesi

hayalperest.

hayat yormaya basladı sanırım. gücüm kalmadı. bitik hissediyorum kendimi. icimdeki ufacık umut parcasida uçtu gitti yaşadığım rüzgarla birlikte. hissettimde ben hic mutlu olmamısım aslında. hep icimde acaba*lı sorular oldukca nereye mutluluk. gercekten hissettim bazı seyleri bazen. güzeldi cok güzeldi. ama hep sorular olmus cevaplanamamıs. sanırım hic bi zaman alınamicak cevaplarla dolu insan yaşamı. böyle değişik şekillere bürünüp yasamak hayatı güzel mi.
icten gelmesi lazım. mutlu olmak lazım. şunu anladım ki aşk falan gerekli değil insan yaşamında bu kadar. özellikle senden bi cok sey götürüyosa.
evet getirdi bana mutluluk. ama daha fazla üzüntüde getirdi. karmasa getirdi. sanki düğüm olmustu kalbim. şimdi kurtulurken bunlardan geriye yaralı bi kalp. yıkık bi ruh kaldı. yaşama sevincine dair bişey kalmamıs icimde. Hayal kurdum durmadan. noldu?
bi kac cümleyle yıkıldı geçti. oysa benim hayallerim ne kadar güçlü,ne kadar saf,ne kadar masumdu. dünya yıkılsa bize bişey olmaz gibi geliyodu. demişti bana. ne kadar yalanmıs. ne kadar safmışım. ne kadar küçüğüm daha. tanıyorum işte zamanla insan türlerini. böyle büyümek cok kötü. güven sorunum olustu insanlara. her söyledikleri cümleleri başka yerlere cekip mutsuz ediyorum şu ölümsüz ruhumu. bedenimi bosver. bedende acılan yaralar ucup gidicek ama ruhumla sonsuza dek birlike olucaz. ben zaten ruhum. beden sadece bi arac korkutmamak icin. ama artık zarar vermicem sonsuz ruhuma. hissettiklerimi. hic bi insan iz bırakmasın daha fazla üstümde. aşık olmaktan cok korkuyorum artık. sevmek,baglanmak uzak olsun benden. nolur artık mutlu olalım. lütfen.
bunu istiyorum sadece.icten gelerek gülebilmek. gün icinde gereksiz insanları hatırlayıp. ruhumu kanatmak istemiyorum. sadece içten gelerek. hic bisey düşünmeden. sadece mutlu olmak istiyorum. yaşamaktan,nefes almaktan zevk almak istiyorum. mutlu olmalıyım artık. sadece mutluluk. bunu istiyorum. üşümek istemiyorum. hayalperest olmak istemiyorum......

18 Aralık 2008 Perşembe

4 ağustos 2008

biter hersey,yorulursun.hayat dokunmaya baslar sana.karşına cıkardığı herseyle rahatsız eder seni.kızarsın,kime kızdığnı bilmeden.kendine mi,insanlara mı?kime kızarsın bilmezsin.sinir vardır içinde,sıkıntı vardır..oturmuştur içine kalkmak bilmez...kacmak gitmek istersin,tüm sorumlulukları bırakıp kacmak.tanidign insanları.sevip sevmediğin farketmez.hayat yine oyunlar oynar sana çeşit çeşit..sınar seni.hayatta kalabiliyo musun diye bakar.inatlaşırsın.gitmek istersin bilmediğin yerlere...hayat devam ederken etrafında,tepki veremezsin hicbiseye..bitmistir ışık etrafındaki.güneşin heryeri aydınlattıgı sırada kalmışsındır kuytu bi köşede karanlıkta..yaşadıkların canlanır kafanda.tekrar tekrar yaşarsın onları.boğulursun kendi zihninde..kalbinde..en derinde kalan yerlere dogru gitmeye başladığındaeskimiş yüzlerle karşılaşırsın.acıtır yeniden.acıtır kalbini..yutkunamazsın. bi türlü kurtulamazsın.koşabildiğin kadar hızlı koşup bi anda geride bırakmak istersin.bedeninle birlikte kalbini,acıları..belki karşıdan karşıya geçerken sana doğru gelen hızlı ışıkların,sana vurup dindirmesini istersin acılarını...ama ruhuna işlemiştir artık acı.kurtulamazsın.o kadar dokunmuştur ki ruhuna artık sen olmustur yasananlar.bırakamazsın.aptal kutuya bakarken dalar gidersin uzaklara belki.belki de sana cok yakin bi sarkıyı duydugunda,mutlu olursun.ama açarsın gözlerini.gerçeklerine gelirsin, dunyana.. büyüdükçe sertleşen dünyana..ama gitsen nereye kadar? kalsan neye yarar

15 Aralık 2008 Pazartesi

acaba ben bir aptal aşık mıyım?

kesik kesik yaşananlar. hayatımdaki mutlu anlardan alıntılar yapıp. hepsini bi kerede en baştan yaşayıp,birden bire mutluluk komasına girip serotonin patlamasıyla birlikte ölmek istiyorum.
kadıköy sokağın. sanırım ordan cıkamicam bi süre. arandı. balkona cıkıldı. yüzü gözüktü. uçurumların arasından. sonra 4 duvarında kayboldu. o sırada yıldızların arasından sana kalbimden gülümsüyodum ben oysa. soguga karşı dimdik durdum karşında. artık zaman. beklemek zamanı. bekle. sabır. we need.

13 Aralık 2008 Cumartesi

deliymis divaneymis.

öncelikle ruh halime uygun bi sarkı arayıp durdum dakikalarca.
sanırım daha önce hissetmediğim bi duyguydu bulamadım. hala arıyorum. 30saniye geçmeden değişiyo sarkılar. sinmiyo icime. oturmuyo yasadıgıma. yasattıklarına.
suan redd'in dünya adlı sarkısında karar kıldım. ama simdi farkettim ki değişmeli.
portishead roads calıyo suan. ve ben aptal bi hal icindeyim. garip böyle. kelimelere bile dökmekte o kadar zorlanıyorum ki. kelimelere bile dökülemeyen bu saçma his sardı tüm vücudumu. karmasık. can sıkıcı. ne istedigini bilmez bi hal. hayat bize oyunlar oynuyo,bizde kendi halimizde olanları izlemekten baska bişey yapmıyoruz. seyirci kalıyoruz. isyan edemezsin asla. kurallar var. uyulması gereken,, perfect dream vermisler bize.öyle ilerlemek zorundayız.
baş kaldıramazsın ki. kaybolursun karanlıkta farklı seyler denersen. denemeye calısırsan...keske keske keske.baska laf bilmiyoruz ki. pismanlıklar. en acısından. icimzde en derinde.oyundan atarlar bizi. standart olmazsak. farklı olursak.
kurallar var. seversen üzülürsün. neden cok sevince üzülür insan. hersey guzel giderken bile üzülür ki kötüye gidince tarif edilemez şu zamanki gibi..içimden geldiği kadar bağırmak isterdim kalabalıkta.ama kimse duymasın beni.
Ayıp... yazık.... deli derler belki. ama insanlar deli farkında değiller.
bize herkes yalan söylüyo. en basta dunya yalan söylüyo. neden susuyosunuz. konussanıza. icinizde saklı kalan duygularınızı vursanıza açığa. cok aglamak istediginzde ağlasanıza insanların ortasında. takmasanıza biraz.
rezil olma kaygısı taşımayın.
hep yanımda olur diye düşündüğünüz yabancıları umursamanıza bi süre.
en ufak biseyde siktirip gitmiyolar mı??
en cok ihtiyacınız oldugunda sizi takmazlar ki.
yalnızsınız kabul etsenize artık.
ben ölmem diye düşünen ZİHNİYETLER.
kendini cok temiz. saf. iyi kalpli.. sanan siz insanlar.
bi gözlüklerinizi atsanıza. bi bakın,kaldırın başınızı icinde oldugunuz camurdan.
güneşe cevirin kafalarınızı.
bi gün kendiniz icin bisey yapın. sadece mutlu olmak icin. kaygı taşımaksızın.
Olmaz ki ama. kurallar var.
bi erkeği elde tutmak icin bile 78979797 tane kural var.
ne icin kim icin bunlar.
??
mutlu olmak icin mi.
aşk,sevgi,dostluk bi kaygı gerektirmez. bize mutsuzluk getiriyolarsa en ufak bi an.
bırakıp gitmek lazım...
sevmek bu kadar zor mu birini.
sevmekk... icten gelen bişey diye bilirdim değilmiş.
vay be gün geçtikçe neler öğreniyorum.
kucugum daha cok zaten. öğrenirim zamanla.
herkes birer oyuncak bu hayatta.
kapitalizmin etkisinde sürüklenip giden oyuncaklarız.
kabul etsenize hepimiz.
eminim eskiden hersey daha saftı.
saniyeler geçtikçe. yelkovan akrebi kovaladıkca kirelniyo dunya.
bu yazıya basladıgımdan beri ne kadar kirlendi baksana.
öyle.
baş kaldıramam ki. dışlarlar beni. yalnız yaşanır mı hic.
ihtiyacımız var herkese.
triplere. üzüntüye. mal gereksiz insanlara. bunları hissetmeye
ölünce ne olucak cok merak ediyorum bakalım. cennet denen o yerde mutluluga erişicek miyiz?
bu duygular olmicak mı?
umrumda değil biliyo musun?
hic kimse.
gülemez,ağlayamaz olduk.
duygularımı bağışlamalıyım artık. zamanı geldi coktan...........

bize yalan söylüyolar....gözlerimizin icine bakarak.
kimsenin dokunmadıgı yerlerimze dokunarak bize yalan söylüolar.
vazgeçiolar bizden..
umursamayın. umursamayalım.

12 Aralık 2008 Cuma

en guzel hikayem bitti.

dün 3-6 arası. umudumun bittiği yerdi.boguldum sularında. kaybettim evin karanlıgında kendimi. duvalara baktım. yüzüne baktım. inceledim. ruhuna baktım. aradım taradım. en son kalbine baktım. kalbindede yoktum,bitmistim. hayata olan inancınla bitmistim sende. özlemistim dudaklarını. dokundum dakikalarca sana. ruhuna. sende kendimi hissetmeye calıstım. bulamadım.
hayal kırıklıgı oldu bazen. kendimi cok derin bi kuyuda gibi hissettim. cıkıs yoktu. en ufak ışık gözükmüyodu. o kadar derindi ki. inanmıstım ordan hic cıkamayacağımıza. keske bulutlar cıksaydı gökyüzüne. kararsaydı icim bi süreliğine. belki tekrar gelirdi gunes. ama bu farklıydı. kapkaranlıktı. hicbiseyi secemiyodum. icimde öyle bi karamsarlık vardı ki... cıkıs icin her yolu kapatmıstın. atmıstın çöpe tüm çıkış yollarını. kapattın kapağını kuyunun. en derinde bıraktın beni....
yaraladın beni.
bazen cok guzeldi. bazen de iskenceydi.
şimdi seninle ilgili tüm hayallerimi bıraktım o karanlıkta derinde. sensiz cıkmaya calısıcam. sen olmadan ulasıcam aydınlıga. o zaman kurtulucam her detaydan. cıkısta beni sen beklemiyosun kapatıp kactın.
kendi ellerimle. senin isteginle cıkarıyorum kendimi senin hayatından.
yalnızlıgında kal.
karanlıgında kal. sana kattıgım tüm renkleri alıyorum o kuyuya. onlarla birlikte cıkıcam.
yoksun artık. bitti.
zor olucak ama bitti.

- bazen ne yaparsak yapalım. olmuyo bazen...................................

10 Aralık 2008 Çarşamba

ıssız kitapcım.10 aralık

sıkıntılı bi güne daha uyanmıstım dün... kalktım. 2 gibi hazırlanıp 15,30 matinesinde ıssız adama tek başıma gidip aglıcaktım. kitapcımla gidicez diye konusmustuk ama hırs değil mi. biletimi aldım. inanılmaz bi baş ağrım vardı. başım vucudumdan 10 kat daha ağırdı sanki. movieplex'in bahcesinde bi sigara yaktım kitapcımla daha önce oturdugumuz sandalyelere karşı. onun oldugunu hayal ettim yanımda. ne guzel olurdu diye dusundum.. ama kendim gibi biletimde tek kişilikti.biletim bile yalnız kalmıstı artık. icime dogmustu ıssız adamda bana mesaj atıcaktın. sinemaya girmeyi beklerken diğer matinenin bitişinden anlamazdın sesleri geliyodu. filme girmeden gözlerim dolmustu. yere çökmüştüm girmeyi beklerken. kucucuk kat o kadar kalabalıktı ki her ses bana batıyodu.... iki tane kadın dedikodu yapıyodu. dibimde adidas obez mankeni cocuk ceplerine cikolataları doldurmustu. obez cocuk filme girmeden daha birini yedi birini bitirdi. girdim koltuguma oturdum. bas agrım feci sekilde devam ediyodu. film baslayınca biraz unuttum agrıyı... gözlerim kuru kalmadı cogu zaman.... herseyde o vardı. herseyi onunla bütünleştiriyodum. üzülüyodum..



-Karda donmuşsun, uyumak tatlı geliyo ama sen aslında öldüğünün farkında değilsn...



korkular,endişeler..onlar bana hep seni hatırlattı. 2. yarıda elimi telefona attıgımda mesajini gördüm.

-napiosun?

-sinemadayım sen?

-evdeyim hicbisey yaptıgım yok

-ıssız adama git tek basına rahatlarsın....



film sonunda kendimi hıckırırken buldum ve ışıklar yanmadan kendimi dışarı attım.eve dogru yürüyodum. en karanlık en boş sokakları seçtim. hava biraz kendime getirmişti beni...

eve girdim. karanlıgıma uzandım yeniden... saat 8 gibi mesaj geldi senden kitapcı.

-biliyorum biraz uzak kaldık ama benim icin cok ozel ve önemli oldugundan şüphe etme lutfen. sadece söylemek istedim...

-kitapcı ben biseylere basladıgımızı düşünmüştüm,üzgün oldugunu biliyorum. buna güvenip yanında olmak istemiştim sadece.. ama sen kapatmayı tercih ettin kendini. yalnız kalmak istediysen bile bunu bana söylemeni dilerdim seni anlayabilicek biri oldugumu biliyosun...

uf devamını yazamicam. bu kadar 10 aralıkta yazmıstım böö. sıkıldım sizden

9 Aralık 2008 Salı

kendime gelmeliyim.

uzun süredir yazmadım,adresimi değiştirdim ne bokluk varsa yaptım.. geceleri erkenden yatagıma girdim. 10 gündür kitapcının bunalımının icinde bende bunalım olmaya basladım. artık gercek clementine olma zamanı geldi....
serhan seseni kaybettik. kitapcı üzüldü cok. hayatın renklerinden sıyrıldı ve karanlık evinde,karanlık hayatında neler yapıyo bi fikrim yok.hersey cok guzel giderken bi anda düşüşe geçmek isterdim... düşüşe geçmedik biz ( ben-o) direk yere cakıldık. ne arar ne sorar artık beni.
bana guzel seyler söyleyen o değil sanki. 26 yaşında olan o değil sanki. bu geçirdiği sıkıntılı süreçte herşeyimle yanında olmaya calıstım. ama o kapattı kendini yalnızlığına.
tabikide bunu anlayabilirim. bana söylese
- kötü günler geçiriyorum,biraz bana süre versen.. diyebilirdi...
anlardım. tabikide anlardım ve üzülmezdim bu kadar kendimi parçalamazdım.
benim suçum ne??
güzel bişeylere artık tamamen basladıgımızı sanarken birden bana böyle yaşatması zor geliyo. içimdeki bütün halindeki mutluluk o kadar karmaşanın icine soktu ki beni.
gün geçtikçe saçmalıyo hissettiklerim... hissettiklerimi kestiremiyorum artık.
yagmurun altında evime dogru yürürken icimdeki sıkıntıya uygun sarki bulamıyorum mp3playerımdan. daha önce hissetmedigim garip bisey.
BİZ TAKILIYO MUYDUK?
-ARTIK SENİ BAŞROLE KOYMAK İCİN Bİ HİKAYEYE GEREK DUYMUYORUM BEN. İYİ Kİ VARSIN BENİ MUTLU EDİYOSUN.
diyen sen değil miydin?
gidip onunla konusmayı düşündüm bunları. ama sacma geldi sabah olunca hava aydınlanınca.
sessizlik tüm kelimelerden daha iyi bi seçim olucak. belki bu sessizlik. icindeki mutsuzluk sacmalık sona erince sana biseyler hatırlatır.
artık eskisi gibi olmicak cogu sey.
kırıldım,yara aldım.
icimdeki ateş sönüyo. hemde suyla. yada bi etkenle deil. o kadar yalnız kaldı ki bu ateş.
daha öncesinden o kadar yaralı ki bu kalbim bişeye ihtiyac duymadan. alıskın oldugu icin sönüyo günden güne. o beni gittikce yalnız bırakıyo. önce sözcükleri gitti. sadece ruhu kaldı icimde. ruhu zorla dışarı cıkmaya calısıyo. ugrastım kalması icin. eski mesajlarını okuyup kendimi mutlu etmeye calıstım. onun ruhunun icimde kalması icin. kalbimin en deririnde o huzurlu suratının kalması icin o kadar cok ugrastım ki. bunu o cıkarıyo icimden. yavas yavas kalbimden cıkmaya calısıyo. ve onu iceride tutmak icin ugrasma gücüm son zamanlarını yaşıyo. ben o kadar yorgunum ki. yapamıyorum.. neler olucak bilmiyorum. yalnızlığımda da yalnızım artık.
beklemekten baska care yok.....


sessizlik daha gürültülü kelimelerden