29 Ağustos 2010 Pazar

hep aynı.

nefret ediyorum bu evde olmaktan. lütfen ya bi mucize olsun ve siktirip gidebiliyim!

12 Ağustos 2010 Perşembe

my head,it spins...

kalıplara girmekten sıkılmadık mı?
seninle ben.
sizinle ben. kalıplardan nefret etmez miydik önceden?
yoksa zaman değiştikçe bizimde beyinlerimiz jöle kıvamına mı geldi.
sağa sola mı sallandı?
biriyle daha ugrasmaya mecalim var mı?
bence yok...
ama bi diğeri diyo ki içimden. var işte. inansana..
ama sonra diğeri susturucuyu takıyo tam ucuna... çat! bi tane sıkıyo.
gerek var mı diye bi soru dönenip duruyo başımın etrafında.. sonra üflüyorum soru işaretine dogru lanet ciğerlerimde kalmıs son havayla. sağa sola sallanıyo
ama sonra yok oluyo. başarıyorum kazanıyorum.
haklı savaşımdan galip çıkıyorum. sonra bi tane daha düşünce atıyo yolumun ortasına zihnim.
sonra güvenimi bu kadar kim kırdı diye düşünüp. kıran insanların isimlerini geciriyorum.. kafamdan..içimden söylüyorum tek tek. kusar gibi heceleyerek. sonra hepsine bildiğim tüm küfürleri ediyorum. rahatladıgımı sanıyorum.
diyorum ki onlara!
OROSPU COCUKLARI!
sonra düşünüyorumda annelerinin bi suçu yoktu. tüm suç babalarında.
keşke korunsalarmış diyorum. bu da cok banal bi söylem oluyo sonra. babalarınında bi suçu yok sadece anın tadını cıkarıyolardı...
belki istemeden kaza kurşunu tek atışta çat!
belkide cok sarhoştu diyorum. ailelerine sövmekten vazgeçiyorum.
ruhlarına sövüyorum. ruhları var mı ki??
zihinlerindeki örümcek ağlarını temizlemek zor mudur diye düşünmekten alıkoyamıyorum kendimi.
ruhsuz piçler diyorum... o son Ç harfi çıkarken ağzımdan tükürüklerim ekrana yapışıyo. sonra içlerine bakıyorum çaresizce kendimi görüyorum yansımadan.
onların icindeki kadar gerçek oldugumu düşünüyorum..
asıl gerçeklik ne ki?
kimse cevap veremez buna. verse bile bana uymaz
ters gelir
bunu anladın mı sen?
hiç sanmıyorum.
Sonra bağırıyorum. çığlık çığlığa. son gücümle.. sessiz bi şekilde. yok kimse rahatsız olmasın.
sonra pankreasım kızıyo bana! biraz sessiz ol. şurda çalışıyoruz diyo. o benim aslında ama onu bile rahatsız etmişim. tüm organlarımı rahatsız ediyorum bi süreliğine..
terk etmek. terk edilmek. her anlamda.
hoş bi duygu. ben bu gece. tam şuanda.
şu saniye içinde duygularımı terkettim.
mutlular... bana yalvarmıyolar. biraz dinlenmeye ihtiyacları vardı nede olsa.
e tabi onlarda gerildi uzuun zamandır.
bende bi köprü kurdum kafamın tam içinde. sağdan soğa...tam ortadayım.
ama ben beceremem. yıkar dökülür kırılır.
ah be dedim yine!
RUHSUZ PİÇLER!
aman ne büyük gün!
isyan etmek suç oldu biliyo musun?
idama kadar yolu var artık...

melaba! ben cam kırıklarının üstünde yürüyüp hiç bi yerini kesmeyen kadınım bu aksam.
sen kimsin?

2 Ağustos 2010 Pazartesi

yine mi 3 saat!

bazı şeylerin değerini hep kaybettiğimde anlıyorum diye düşünürken aslında pekte öyle değil. yanyanayken dokunduğum her cm2yi düşünürüm. kokladığım koku. yanındayken aldığım her nefes lezettli olur. kendimce oyunlar yazarım kafamdan. oynarım. gelsene.geri gelsene. olur mu? yada ben geliyim. hemen bi banka soyarım.kafama kaçık çoraplarımdan birini geçiririm. kusura bakma sevgilim sağlam bi tane bile külotlu corabım yok. hepsi kaçtı. oje sürdüm bazen. french yaptım çoraplarıma... bonnie and clyde fısıldayarak serge ve ben bankayı soyarız bu gece. bi helikoptere atlar gelirim. ama kusura bakma geldiğimde biraz keyifsiz olabilirim. bilirsin işte 3 saati çekmek helikopterde pek hoş olmaz.mantı getiririm sana. yada getirmem. gelir gelmez kendim açarım. bi yandan sarımsaklı yogurdu hazırlarım. sosta yaparım üstüne. afiyetle yeriz. sonra kürdan veririm. belki burnunu silmek istersen bide peçete.sen o yarım türkçenle yine söylersin. tişekkür idirim askiim.. şuan her saniye uzaklaştığının farkında mısın? durdur o uçağı. in yere. ben tam oraya geliyorum.
yarın tekrar görüşücekmişiz gibi dedin. gibi. dimi..benim tenimden senin tenine geçmiş bi bez parçası. parlak parlak. senin toksinlerine birleşmiş..niye gittin ki? kalsaydın ya yanımda. ben saklardım seni. biliyo musun mon amour gülümsüyorum. hemde o kadar içten ki anlatamam... ama gözlerimden yaşlar akıyo bi yandan.
televizyonda recep ivediği bilmeden gülen. fenerbahce formasıyla tam bi türk erkeğim oldun.
ben nerde kaldım biliyo musun. dün adadan dönerken rüzgarla birlikte kollarının arasında uyuyakalmısım ya. orda kaldım.camsız gözlüklerin gözümde.i want to break free söylemek istiyorum yine seninle karanlıkta.. ufak ufak tartışmak istedim tekrar arada sırada takılıp bizi sinir eden ingilizcemizle. sonra türkçe evlenme teklifi etmeyi özledim sana. daha saatler oldu ama özledim biliyo musun...putain!
sen saçlarımla oynarken saatlerce kendi dilimde duygularımdan bahsetmeyi özledim. hic bi sey anlamamanı o kadar sevdim ki. connah la fransızca konusurken sen fransız kalmayı özledim.

mavi corvette ve 4L olarak balansı bulmalıyız. honda iyidir.triptonik vites tercihim olur.bi süre d de gideriz.arada R ye takar eski günleri anarız. canımız sıkılınca manuele geçer 1,2,3,4,5allah ne verdiyse basar gideriz. debriyaja ben basarım hızlıca. sen yavasca frene dokunursun yaşlı adamım.sonra ben debriyajdan yavasca ayagımı kaldırırken sen dokunursun gaza naif bi sekilde. minik gözlerin gibi. yokuşlar gelir bazen önümüze. o zaman kontrolü sen alırsın. tecrübe gerek hayat sürüşümüzde..yokuşlardan birlikte ineriz..

seni özledim adamım. 12 saat içinde özledim. le festin de f.