30 Haziran 2010 Çarşamba

sayılı gün çabuk geç...

ne kadar farklı basladı her sey... cok alakasız cok tesadüf bi sekilde.... önce dedik ki 3 fucking hours... sonra gerçekleşmeye basladı tek tek.. hayal kurdum. ilk gun ellerim titredi...o zamandan belliymiş. cok ergen hayallerim var. ama olmalı bu sefer bu olmalı. hadi gel artık. dokun burnuma.. bende sana guzel yemekler pişiriyim...teddy bear...hot degree... puke. losing ground.out of control.. sensitive change. fire underskin. bunların hepsine tik atarsak eğer bu iş olmuştur!!! dileklerim gerçekleşsin:)

20 Haziran 2010 Pazar

onun bi suçu yoktu.sadece burdan geçiyordu...

küçük bi balkonda denize karşı... karanlıkken bile aydınlıktı küçükken çok değil günler önce küçükken. sonra karardı bi anda... her şey iki kelime. tek hareket. tüm düşünceler sürüklenip rüzgarla birlikte. tüm sözler,tüm hareketler...hepsi birbirini toparlayarak büyüdü ve bi pislik halini aldı.. yaşananlar hiç bi zaman unutulmaz.. bi yerde okumustum. insanlar ona neler söylediğinizi unutabilir... neler söylediğinizi unutabilir ama nasıl hissettirdiğinizi asla unutamazlar...mış.. çok doğruymuş. içimde bi çamur öbeği oluştu... kusmak istesem o çamurları kusmaktan korkarım hep... güvenirsin önce. kendi kafanda. hayalinde. kendi ütopyanda güvenirsin insanlara. seversin bazen. saçlarını seversin.yüzünü seversin. aşık gibi seversin. cok sevgi dolu bakarsın. çocugun gibi seversin. sonrası hep aydınlık dersin. ama olmaz. her guzel seyin bi sonu var klişesi oturur baş köşeye. kendi içinden çıkarsın. kendine bakarsın tam karşına oturur duygularını küçük bi çantaya kaldırır en dip köşeye koyarsın. bi kaç sıkı düğüm sonrası duygularına düşünmeye başlarsın. çok uğraşmamışsındır duygularını cıkarmak icin.. düşünürsün düşünürsün. sonra farkedersin ki ne çok hata olmuş. olmayada devam etmiş..çirkinleşir her şey... çirkefleşir... düşünmeden çıkar kelimeler. hatalar hatalar hatalar.. ardıardına devam eder.. sonra kafanda bi anı seçersin... oraya gidersin bi kaç saniyeliğine.. öyle uzun sürmez he.. bi anda orda olur gelirsin ama kurar kurar bakarsın nolmuş nası olmuş... sonra bi bakarsın ki.. hafif bi yutkunuş ve boşluk.... herkes birbirine ne yapıyo yapıyosa.. hep düşündüğüm bu. herkes uyumak için yatagına girdiğinde ne kadar masum olur... riya yok.saçma hareketler yok... en saf haliyle bi gün kendini toprağa teslim ediceği haliyle sığınır inandıklarına. yanında biri varsa ona sokulur.. yastığına. yada yalnızlığına.. o zaman bi soru sorarsın ki kendine aldığın cevap tüm hırslarının kibirlerinin cevabıdır.. uğraşmaya ne gerek var dersin. isyan etmezsin. uyumak istersin... değerli oldugunu dusundukce daha fazla parlaklaşır her şey....
bazen ağlarsın sınırını bilmeden. bayılana kadar. ama bayılmazsın sonra sakinleşirsin sonra bi daha gelir kriz.. o kadar çok hayal kurarsınki. kurmadığını düşünürken bile beynin işler. tik tak tik tak...
korkmak istemiyorum... kucukken daha saftı her şey... şakalar.. korkarak ağlamalarımız. ettiğimiz küfürler bile her sey daha masum. noldu işte giderek sahteleşti sevgiler.
inançlar yıkıldı. yanlıs tercihler yapıldı... dokunmayın bana.lütfen kimse dokunmasın. saçlarıma yüzüme. ben kendimi sevicem artık en çok kendimi. çünkü çaresiz hissettiğim zamanlanların sayısı saç tellerimden fazlalaştı. bu kadarı fazlaaaaaaaaaaaaaa.........





bu gece dünyanın yerinden çıkan çivisini geri çakıyorum... yerinden oynatanın ağzına yılan girsin.