28 Ekim 2008 Salı

high hopes!

hersey olucagına varamaz. varmamalı. sakin olamam!
Kitapcım.
evet o.
o kadar tatlı ki.

evet şu sahne gitmiyo gözümünden önünden,bunu söylerken yaptıgı mimik!

-baba
-oglum.
kadıköy rıhtımda yaşadıgı biseyi anlattı bana.

geçen cuma günü. perşembe gecesi telefonumda bir adet mesaj.
yarın kahve içelim derim ben.
oha. yuh. tabiki tabiki dedim ne diyebilirim!
cuma okul cıkısı git süslen.
kapısındayım.
aradım geliyorum ben
tamam bende iniyorum dedi o mükemmel sesi!
evinin önündeyim. içerden! geldi o!
deri ceketi . guzel yuzu
gozlukleri. karizması. o ve benim hoplayan yüreğim.
pek konusmadan daldık ara sokaklara... starbucks? dedi. tabi dedim.. girdik. ısmarlanan kahveler. cuzdanımı cıkardım cantam. çat diye uzattı kredi kartını. hmm dedim ok o zaman. böyle karmasa icimde. eziklik duygusu. onun yanında hissettiğim eziklik. aslında hep iyi hissederm. mutlu hissederm. kendime guvenirim basım dik yürürüm. takmam kimseyi laf atanları. abaza abaza bakanları. okul etegimin altından kalmıs kelebekli bacaklarıma.
omuzlar düştü benim.karmasanın icindeydim.
balkon gibi kısmına oturuldu karşılıklı.
basladı sohbetimiz.
tam 2saat. süper iki saat.
döküldü ağzımızdan kelimeler. yavasca sakince. gulerek. bazen kahkahalarla.
mübalağa yapıyorum belkide. bulutların üstünden gercek dunya pek gözükmüyodu.
etrafıımı önemsemeden. her ayrıntıyı dinledim.onun o ince dudaklarından cıkan kelimeler deldi geçti beynimi ruhumu kalbimi..bulutlardaydım dedim ya.
uçuyodum belki.
o mimikleri. konusması. gülmesi.
tek tabak çatalı bardağı. hayatı.
soğuklugunu bırakmıstı kapının dışında.
ön yargıları yoktu. karşısında 17 yaşında biri vardı.
yaşadıgı onca tecrübenin yanında kucuk bi kız.
ben vardım karşısında.
dinledim onu... hep dinlerdim.
anlattı anlattı. anlattım guldu,guldum...
rüya gibi. saka gibi.
O,ben,malboro light,cakmak,su,peceteler.
kalbim.o ben sen herkes orda biz ordayız.
tüm hücrelerim orda.
saç tellerim.
elim kolum bacağım. herseyim orda.
guvensizim kendime. cok guvensizim.
hep boyle hayallerin pesinden kosmaya bayılıyorum.
tutunucak bi dalım kalmadı.
oda bi bosluk benim hayatımda icinde kayboldugum. düşmeye razıyım ama. boslugunda kaybolurum. ölürüm.
O konustugum gün.
ölsem demistim.
ilk defa içten ölsem demistim ama yasama sevinci geldi bana.
ölmek istemiyorum seviyorum yaşamayı ben! ondan bisey de beklemiyorum aslında.
söylicek hicbiseyim yok.
istemez beni bilirim. neden istesin.
9 yaş dile kolay.
benim kalbim büyük.
beynim kucuk değil en azından.
istemez ama bilirim bilirim.
kendini bazı seylere zorunlu hissedip benden uzaklasmasından korkuyorum.
korkmadan yasamak istiyorum artık.
elimde avucumda kalan bi avuç mutluluguda kaybetmek istemiyorum..
kısa zaman önce ulastıgım bu mutlulugun harcanmasını istemiyorum.
düşerim onun boslugunda süzülürüm uçurumlarda.
ama mutlulukla icimde..
istemiyorum baskasnın getiriceği mutlulugu... anlık mutluluklar değil hayalim!
sahici seyler. yutkunduramicak beni.
o benim kitapcim.
gece yarısı attıgı bi mesajı herseyim oluyo benim.
yuzum gulmeyeli baya oldu.
gercekten içim gülmeyeli baya olmustu.
iyi ki varsın hayatımda.
yarım kalmıs hayalinle.
apartmanının kapısındaki 2 milyonluk kırmızı rujlu kalplerinle iyi ki varsın.

-yoksa yiten ben miyim derken nerden geldin sen?...




pink floyd*high hopes...................

4 yorum:

Furkan dedi ki...

Blogspot un dönmesiyle sende döndün :) Güzel yazmı$sın herzaman ki gibi. Güzel $arkı..

http dedi ki...

ne güzeldir.......

(gerisi laf kalabalığı...)

Böcek dedi ki...

10 yaş fark olsa..boşluğunda kaybolsam..kalbim.o ben sen herkes orda biz ordayız.tüm hücrelerim orda.saç tellerim.
elim kolum bacağım. herseyim orda.hep boyle hayallerin pesinden kosmaya bayılıyorum.oda bi bosluk benim hayatımda icinde kayboldugum. düşmeye razıyım ama. boslugunda kaybolurum. ölürüm.
gerisi laf kalabalığı...
bu cümleleri özeliikle alıyorum arşivime ekliyorum,çok güzeller hepsi de...

clementine dedi ki...

hepinize tesekkur ederim.
getirdigi hayal kırıklıgı cok ağır oluyo ama yinede kendime bi mutluluk payı cıkarabiliorum.