4 Kasım 2008 Salı

with you...

Seslendi arkamdan.
- clementine.
döndüm arkama. o güzel o büyülü şeyler karşılaştım.
sütlü kahve bi mont. kot pantolonu. ve en cok hosuma giden parlak gri. fosforlu yeşik bağcıklı converse leri.
öptüm yanaklarından.
işte duydum!
kokusunu duydum.... tüm aksam vazgeçemeyeceğim o seyi.
kokusunu. susmamalıydım. kesinlikle sıkılmamalıydı.
başladım bişeylerden.aksam 7,30 matinesine giricektik. movieplexin önüne geldiğimzde alalım biletleri dedi. ben aldım sen karışma patron bendim sen öyle dedin* dedim.
ben o anlamda söylemedim dedi. ama biliyorum ben öyle istedim dedim...
teşekkur etti. yürüdük caddeye dogru.
ben konuşuyodum durmadan bişeyler söylüodum.
gülümsüyodu.
yanımda kokusunu içime cekiyodum.
ayılmak icin kahve icmesi gerektigini söyledi. suadiye starbucks cok kalabalıktı.
yürüdük. erenköye kadar.
konustu güldü.
Boza'yı anlattı bana.. Evcil aslanı anlattı sonra.
rüya gibiydi. uçuyodum.
nasıl yürüdüğümü hatırlamıyorum.
etraftaki insanları hatırlamıyorum.
o vardı sadece.
bi de ben vardım o kalabalık pazar akşamında.
hava cok guzeldi. bunu sanırım 5 defa söylemişimdir.
girdik starbucksa içmek istemedim ben bisey aldı kahvesini geldi oturdu karşıma.
konustuk.
ev hallerimden bahsettim.
ilgiyle dinledi beni.
yaklastı duymak icin.
dinledi dinledim.
anlattı anlattım.
güldü güldüm.
etkilendim cok.
gözleri dolmustu. cok basmıstı havası oranın.
çıkalım dedi cıktık.
yürümeye basladık suadiyeye dogru.
o ben ve kokusu.
yürüyodu üçümüz. ama bide benim kocaman yüreğim vardı bizimle gelen. kafamdaki düşüncelerim vardı. ikimiz baya kalabalıktık aslında.
fizikten bahsetti. dinledim
matematikten bahsetti dinledim.
dinleyemedim cok mutluydum dinleyemedim.
kokusunu duyuyodum dinleyemedim.
yalnız değildik biz.
cok kalabalıktık.
annesi aradı bi kaç kez.
ikeadaki cekmeceli kitaplıktan bahsettik bi süre.
Boza'yı bi gün görürsün dedi.
karmasık sayılardı konu..
nerden cıktıgından bahsetti. o guzel mimikleriyle.
ama o karmaşık sayılar benim zihnimden daha karmaşık olamazlardı...
karanlık sulardan açılıyodum yavas yavas aydınlık sulara dogru.
tenime tertemiz bi hava değiyodu.
nefes alıyodum. hemde canım acımıyodu bu sefer...
döndük sinemamıza. filme 1 saat vardı.
oturduk bahcesinde. yaktı sigarasını o guzel parmaklarıyla.
başladı konusmamız.
guzeldi. mutluydum.
yolunda gitmeyen hicbisey olmamıstı..
eski bi arkadasım aradı ve tanıdıgım birinin benden hoslandgnı söyledi. duydu oda.
hayranların dedi..
konustuk durmadan.
cok tatliydi. o gülümsemesi.
o garip mukemmel gülüsü.
o cıkardıgı ses.
seviyorum seviyorum.
ben arkadasımın bi hikayesinden bahsettim.
guzeldi iyiydi.
iyi oldugu yuzunden anlasılıyodu.
kırmızı kalplerimden konustuk. kızmamış aslında ama abartmısım bende. cok cok hemde.
atıyodu kalbim hızlı. her defasında cok hızlı...
mendilci kız geldi. yapıstı.
manken gibi ablama bağışlasın allah falan muhabbetlerne girdi.
almak zorunda kaldı.
manken ha. dedi. ya ya evet.dogum gunun ne zaman diye sordum. 10 haziran dedi. benimkide 14 hazirandı.
tesadüfümüz.
filme girdik. abaza kız modeli olmamak icin en arkadan almadım.
yanlıs anlasılmaktan korktum.
en arkanın bi önüydü.
7-8 numaralı koltuklr
yanlarımız boştu.
oturduk kokusu vardı burnumda.
içim gıdıklanıyodu onu duydukca.
Kübadan bahsettik.
dinledi beni güldü.
dinledim onu şaşırdım.
fragmanlar basladı.
bu arada otururken bana testereyi izleriz birlkte demisti
eskilerinide.
bu beni cok mtlu etmistii..
sustuk filmde arada konustuk.
bacaklarım sığmadı biraz koltuklara.
onunkilerle temas ettiğinde daha mutlu olamazdım sanırım
eli bacagıma degdi yanlıslıkla
cekmis. ondan o kadar enerji aldım ki.
sanırım bacagım alev alıyodu.
elektrikten...
film umrmda değildi.izledim. gözleri doldu kitapcımın.
canımın.
guzeldi iyiydi.
mutluydum.
kokusu vardı ya burnumda yeterdi o bana.
yanımdaydı ya.
film bitti.
cıktık.. hava güzel yürüyoruz.
üşüyo musun dedi. üşümüyodum.
gittim sweat shirtmü aldım tekel bayinden.
guzel ve keyifli bi aksamdı tesekkur ederim tekrardan dedi.
vakkonun önündeydik tam.
araba carpıyodu bana tuttu beni.
ben teşekkür ederim dedim.
hayatımın en guzel aksamıydı sanırım.
en mutlu en huzurlu saat 10a yaklasıyodu.
bi sigara daha yaktı.. yürüdük şaşkınbakkala dogru.
canımdı o benim.
içimdii...
ışıklardan karşıya geldigimzde bu guzel gunun bittiğini farkettim.
taksiye binicektim oda dolmusa.
optu yanaklarımdan guzel kokusuyla beni.
simdi işte ışıkların arasında kaybolmustum.
tüm renkler vardı icimde.
kalbimde..
kelebeklerim vardı kocaman.
içimde durmadan kanat çırpan.
1 günlük ömürlerini biraz daha uzatmaya calisan kelebeklerdi....
bindim taksiye.
etrafıma baktıgımda yoktu ortada.
artık icimdeydi kaybolmustu.
boş caddenin hızlıca giden dolmusuyla.
içimde yutamadıgım.
kocaman. acıklayamadım bi mutlulukla söyledim taksiciye.
yüreğimin götürdüğü yere gidiyoruz.
ona gidiyoruz............



fotografi. o su almaya gittiğinde cekmistim.
hasta ruh clementine:).
aşk bu hastalık değil.
sigarası cakmagı montu. ,,
- devamını merak edenler *after you* başlıklı yazımı okuyabilirler.

3 yorum:

Böcek dedi ki...

nasıl korkuyla okudum bilio musun o güzel akşamın kötü bitmesinden korktum..özelikle tel den sonra..
hiç bozulmasın bu büyü..siz hep yeryüzünde yalnızca iki kişi kalın..
ah aşk ahh:)

Böcek dedi ki...

eklemeyi unutuum..büyülendim..nasıl içine çekti benim'i :)

clementine dedi ki...

iki kisiyim ben hep onunla.
ama cok kalabalık bi iki kisiyiz.
umarim guzel olur hersey.
after you geliyo simdi...