12 Kasım 2013 Salı

dans edelim mi?

bu akşamın adı ne olsun diye düşünürken bi kaç şarkı bakındım. ekim ayında bişey keşfettim ben. buraya yazamam sanırım. ama her seyi anlamına uygun yapmak lazımmış onu anladım. REDDEDIYORUM. gerçekten sen birini deli deli tanımak isterken karşı tarafın buna yanaşmamasını REDDEDIYORUM. istediğin anda kalamamayı REDDEDIYORUM. senin benliğini reddediyorum. çünkü sen yoksun. varsın da yoksun aslında. 4 duvarlı zihnimde yarattığım hayallerimin ben büyüdükçe küçüldüğü,metrekaresi azalan o odada oturuyosun.

insan vücudu inanılmaz bi olay. telefonuma gün içinde belki 48438429 tane mesaj gelirken sadece tepesinde ismin yazıyo bi kaç kelimeyi yanyana koymuşsun mesaj atıyosun.benim zihnim,kalbim,ellerim buna nasıl tepki gösterebiliyo titreyerek anlamıyorum. mutluluk ufak bi parça. gözlerimden girip kalbimde parçalanıyo. eskiden mutlulugu hazmedemezdim sanki. şimdi parçalar kalbimden mideme dökülüyo. öyle kolay hazmediyorumki. aslında BÜYÜK şeyler minnacık kalıyo.

neden biliyo musun? çünkü biz en iyisiyiz. kimse bizim kalbimizi kıramaz. bizi herkes mükemmel sekilde sevmek zorunda. mükemmel evlerimiz mükemmel işimiz mükemmel hayatımız olmak zorunda. biz mükemmel olduğumuzdan dolayı. MÜKEMMEL bi mutluluga layıgız. her sey tam olmalı. belirlediğimiz gibi. o yuzden artık mutlu olamıyoruz.

ama mutluluk ne diye sorgulamıyoruz asla.

çok çeşitli mutluluklar biliyorum. bence mutluluk mutlak güven duygusu. kendine duydugun güven. sevdiğin kişilere duydugun güven. mutluluk bazen orta şekerli bi türk kahvesi. bazen sevdiğin adamın göğsünde uyumak. bazen yerin ayağın altından kayması. mutluluk seçim değil. mutluluk her an. miniş kedinin nefes alışverişi,pembe patileri mutluluk. güneşin batışı mutluluk. mutluluk boş aslında. küçük çocukların boyama kitaplarındaki gibi boş şekiller. o şekilleri hangi renklerle doldurmak istediğimize bağlı.

ben seni maviye boyamak istersem. hayatımdaki yerin mavi olsun dersem. sen benim mutlulugum mavim olursun.

belki maviliğinde kaybolmak isterim sonra. mavi yüzünü tutup mavi dudaklarına dokunmak.

ben seni kabul ettiğim müddetçe.. aslında senin çizdiğin sınırları kendi sınırlarımla birleştirip kendi sınırlarımı esnettiğim sürece sen benim için iyisin varsın.


sana hiç bi sınır yok. gel ve dokun.


Hiç yorum yok: