14 Kasım 2010 Pazar

dramatik suratlar.

milyon kez ağlamak istedik.
sevmek istedik.
çoğul konuştuk çoğu zaman tek başımıza. ağladık durduk.duvarları yıktık.sevdik.duvarlara sürtündük. yıkmak yetmedi. atlamak kaçmak istedik. arada bir tuğlaları koyduk üstüste tekrar. domino taşları gibi dizdik özenle tek tek.en çok onları yıkmayı sevdik. kocaman bi tekme salladık kalpten taşların ortasına.. ne sevmeyi bildik ne de sevilmeyi. ağlamayı denedik tekrardan.. baktık ki yalandan gözyaşları akmış. yanakları bile yakmamış..en çok dokunmak kelimesini sevdik. dokunarak dizerken o taşları ben. sen gözlerinle sadece bana güç verdin...birazcık parlaması için o güneşte bana yeşillikleri çağrıştıran gözlerinin ellerim kanaya kanaya dizdim. sevdim önce biraz. sevilmek istedim. evet belki de sevildim. çaktırmadan sevildim.en çok ergen şarkılar dinlemeyi sevdim inşa ederken kalbimde kocaman gökdelen..tepesinde senin adın.kalp atıslarımda hissettim önce seni. sonra tüm ruhumda. sonra zihnimde.damarlarımın icinde hecelendi adın. sadece senin olmak dinlerken sadece senin olamayışımın acısını çektim her noktamda. çivi çiviyi söker demişler,halt etmişler.bazen öyle bi çakılır kalır ki kalbine. değmese bile ona çıkarıp atamazsın.bencilliğimle özlemim karışıp bu sefer canımı yakmadı. bi dilek ağacı buldum. bomboş sadece bana ait.seninle ilgili tüm dileklerimi astım ben oraya..koptu gitti.
Çağan...
sonu yok.
olmicakta hic bi zaman.
anlık mutluluklar komasına girip cıkıp o bi zamanlar içimde ölümsüz kıldığın kelebekleri besleyip kandırıcam. varmışsın gibi.... sanki hiç gitmemişsin gibi............

Hiç yorum yok: